Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
blank
Nihat ÖZTÜRK

İLÇE BAŞKANLIĞI ŞART MI?

Haberleşme ve iletişimin bu kadar hızlı olmadığı dönemlerden kalma olmalı siyasi partilerin ilçe teşkilatları. Hatta il teşkilatları.
Bugün varlıkları ve işlevleri tartışılır duruma gelmiştir. Hatta sorgulanır durumdadır.
Soru şu: Siyasi partilerin ilçe başkanlıkları ne iş görürüler?
Beklenen o dur ki; ilçenin sorunlarını il başkanlığına hatta genel başkanlığa taşısınlar ki sorunlara çözüm bulunsun. Ama uygulama öyle mi? Uygulamada ilçenin sorunlarını yukarıya taşımla yerine yukarının fikir ve görüşlerini halka yaymada aktif görev üstlenmişlerdir.
Bu görevlerinde ne kadar başarılı oldukları tartışılsa da genel de bunu yapmaya çalışırlar. İşte yazının başlığındaki soru da tam bu noktada sorulmaktadır. İlçe başkanlığı şart mı? Olmazsa olmaz mı?
Peki, bu soru da nerden çıktı?
Görele’de haftalık yayınlanan iki gazetenin de birinci sayfalarında hemen hemen aynı konuya yer verilmişti geçen hafta. İlçede Adalet ve Kalkına Partisi’nin ilçe başkanı kim olacağı sorusu gündemdeydi.
Demek ki önemliydi bu kurum… Ancak gerçekte ne iş yaptıkları tartışılmalıydı.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Görele teşkilatının kurulmasında önemli bir görev üstlenen ve kurucu ilçe başkanı olarak bir dönem görev yapan Mustafa Demirci ilçe başkanlığının kendisine teklif edildiğini ancak kabul etmediğini söylüyordu.
Bunun üzerine başka isimler konuşulmaya başlanmıştı.
Ama kim olacak tı?
Demirci’nin açıklamasında bir nokta dikkat çekiyordu: AK Parti bizim kurduğumuz parti değil diyordu kurucu ilçe başkanı. Onun için mi kabul etmemişti görevi!
Sadece o değil ki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bugün geldiği durumu eleştiren. Bizzat Genel Başkan bile en hafifi ifadeye metal yorgunluğu diye tanımlıyor bugünkü manzarayı… Metal yorgunluğu işim siyasi tanımı olmalı, gerçekte bir yorgunluğun varlığını herkes kabul ediyor.
Mesela fabrika ayarlarına dönülmeli diyen teknoloji söylemli bir grup var.
Taze kan gerekli diyen tıbbi söylemli bir başka görüş var.
Yeni projeler üretmeli diyen siyasi bir görüş var. Vizyonumuzu gözden geçirmeliyiz diyen romantik bir görüş var. Hatta deniz bitti galiba diyen umutsuz bir görüş bile var.
Her canlı gibi siyasi partiler de doğar gelişir ve ölür diyen felsefeci bir görüş bir var.
İşte bu karmaşa içinde bize iyi bir ilçe başkanı lazım diyenler devar.
Ancak ilçe başkanlarının ne iş yaptığını ve ne kadar gerekli olduğunu hiç sorgulamıyor insanlar. Siyasi partilerin ilçe başkanlıkları sadece bir tabela mıdır?
İlçenin sorunlarını yukarıya iletemiyorsa, takip edip çözüme kavuşmasını sağlayamıyorsa, kendi gözlem ve görüşlerini milletvekiline anlatma yerine milletvekilinin talimatlarını hayata geçirme peşindeyse böyle bir kuruma neden ihtiyaç olsun?
Genel merkezin ve genel başkanın görüş düşünce ve parti politikalarını halka anlattıklarını söylüyorlarsa o da doğru değildir. Zaten genel başkan her saat başı bir televizyona çıkarak görüş ve düşüncelerini halka anlatıyor.
İlçe başkanları partilerinin aldığı oyu ilçe teşkilatlarının çalışması sonucu alındığını mı düşünüyorlar? Siyasetin tek adam yönetimine evrildiği Türkiye’de her şey genel başkandan soruluyor nasılsa… Genel başkanın karizması her şeyin üstündeyse ilçe başkanlığı gibi bir kurumun gerekliliği her zaman tartışma konusu olacaktır.
Üniversitelere rektör atanmasında yapılan seçimlerin kırgınlıklara neden olduğunu söyleyerek rektör atamalarını Cumhurbaşkanlığına bağlamışlardı ya. İlçelerde bu tür arayışlar da kırgınlığa neden olabiliyor, onun için ona da bir çözüm üretilmesi doğru bir karar olacaktır.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

12345678