Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
blank
Nihat ÖZTÜRK

FİİLİ DURUMA UYGUN ANAYASA

Her gün al bayrağa sarılı 7- 8 şehit tabutu ülkenin değişik yerlerine dayanılmaz acılar taşırken Türkiye’nin tartıştığı konuların başında yeni anayasa geliyor.

Yeni anayasa derken öyle enine boyuna bir tartışma yok gündemimizde; birkaç maddenin etrafında dönüp duruyoruz. Varsa yoksa başkanlık sistemi…
Hatta isme ısmarlama başkanlık.
Geçen hafta Binali Yıldırım bunun adını koydu, Fiili duruma uygun anayasa!
Bütün bu tartışmaların özeti bu; fiili duruma uygun anayasa…
Peki, fiili durum nedir derseniz onu da açıklıyor Binali Yıdırım.
Milliyet Gazetesi’ne konuşan Binali Yıldırım fiili durumu şöyle özetlemiş: “Erdoğan en yüksek oyla seçilmiş Cumhurbaşkanımızdır. Anayasal olarak da siyasi olarak da güçlü cumhurbaşkanlığı yapıyor. Bize düşen fiili duruma uygun anayasa yapmaktır”
İş bununla da bitmeyebilir ancak şimdilik bununla yetinebilirlerse gelecekte diğer düşünceleri de gerçekleşebilir.
Diğer düşünce dediğimiz ne mi? Onu da Meclis Başkanı açıkladı: Dindar bir anayasa.
Sonra sözlerini düzeltti dediler ya, hayır düzeltmedi, soğumaya bıraktı. Bu iki önemli değişiklik ülkeye ağır gelebilir, tepki oranı yükselebilir; onun için önce birisini halledelim sonra da ötekini… Sayın Meclis Başkanı sözlerinde samimiydi, yanlış anlaşılmayacak kadar da açıktı sözleri.
Böyle bir beklentilerinin olduğu da sır değil. O siyasi gücü bulurlarsa derhal hayata geçirirler. Bunda da samimiler. Bakmayın parti tüzüğümüzde böyle yazıyor dediklerine, bakmayın Cumhurbaşkanı’nın Mısır konuşmalarına…
Bakmayın değiştim dediklerine, 2002 de değiştim diyenler bugün başladıkları yere dönmediler mi? Değişmek diye bir kavram yoktur. İnsan yedisinde neyse yetmişinde de o dur.
Değiştim söylemleri ise siyasi bir manevradır. Bizim gibi ülkelerde işe de yarar. Fiili duruma uygun anayasa yapmak da bizim ülkemize has bir düşünce olmalı. Oysa ülkeler önce anayasalarını yaparlar ve o anayasaya uygun yasalarla ülkelerini yönetirler. Biz de ise önce fiili bir durum yaratılır ve daha sonra bu duruma uygun yasalar yapılmak istenir.
Şu anda en fazla şikâyet edilen durum ülke yönetiminde iki başlılık… Peki bu iki başlı yönetim şekli gökten zembille mi indi? Hayır, bu durumu da bu iktidar yarattı. Böyle bir sorun yaratacağını bilmiyor muydu? Bilmiyor olamazlar… O kadar çok uyarıldılar ki!
Aynı siyasi partinin başbakanı ve cumhurbaşkanı iki başlılıktan şikâyet ediyorsa farklı partilerden olduklarında olacakları varın siz düşünün.
İşte önce fiili durumu yaratmak için adım adım yol alacaksın ve sonra da bu duruma anayasal bir kılıf arayacaksın; biraz garip bir anlayış değil mi?
Hani şu en çok şikâyet ettiğimiz 12 Eylül 1980 darbesinde de böyle olmuştu. Askerler önce fiili bir durum yaratmışlardı ve sonrasında da fiili duruma uygun anayasa yapmışlardı.
Şeytan dürtüyor ve iki durum arasında benzerlikler var mı diye sormaya zorluyor.
Evren de kendisini bu yöntemle cumhurbaşkanı seçtirmişti.
Şu konuda anlaşamazsak hiçbir konuda anlaşamayız ve bu tartışma bin yıl sürer. Sorun şu: Fiili duruma göre mi anayasa yapacağız?
Yoksa önce anayasayı yapıp fiili durumu anayasaya mı uyduracağız?
Hükümetin aklından geçeni yazının başında dile getirdik, isme ısmarlama anayasa…
Türkiye bunları yaptı, bu konuda yeterince birikimim elde etti. Ancak bu yöntem sorunları çözmeye yetmedi. Bu defa da diğer yöntemi denemekle ne kaybederiz?
Biz önce isimlere takılmadan anayasamızı yapalım sonra anayasaya uyan isimler etrafında konuşuruz.
Buluruz da… Kim bilir analar ne evlatlar doğurmuştur!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

12345678