HÜKÜMET POLİTİKALARINI SEÇMEN BELİRLEMELİ

Bütün Giresun’un çöpü Çavuşlu’ya taşınmaya başlayınca yöre insanlarının şikâyetleri de artmaya başladı. Daha da artacak.
Fındık üreticisi kaç liradan satacağını bilmediği bir ürünü toplamak için fındık bahçelerinde ter döküyor. O çuvalları sırtında taşıyacak, soydurup kurutacak ve eline kaç para geçeceği konusunda hiç bir fikri yok.
Kimi görse yakınıyor, dert yanıyor, söyleniyor, sızlanıyor.
Memurların aldıkları ücretle ilgili söylemlerinin ardı gelmiyor.
Emekliler desen, bir dokun bin ah işit, anlattıkça açılıyorlar; açıldıkça anlatıyorlar.
İş bulamayan gençler, özel sektörden şikâyetçi olan çalışanlar ve diğerleri…
Başa dönelim; Çavuşlu’ya bu tesis yapılırken konunun bu noktaya geleceğini söyleyenlere siyaset yapıyorsunuz diye çıkışanlar bugün dert yanıyorlar.
Fındıkla ilgili konunun bu noktaya geleceğini yazıp çizenlere muhalefet yapmayın diyenler bu gün fındıkla ilgili bir taban fiyat açıklansın beklentisi içindeler.
Hayır, yok öyle bir şey, kimse taban fiyat falan açıklamayacak.
Memurlar, emekliler ve diğer çalışanlar da devleti yöneten siyasi partiye söz söyletmiyorlardı. Bugün de söylemiyorlar. Hem şikâyet ediyorlar hem de “Geçmiş yönetimler de böyleydiler “ diye züğürt tesellisiyle kendilerini avutuyorlar.
Geçmişte de böyle olduğu doğrudur ancak bugünü geçmişle kıyaslamak ne kazandıracak ki! Onlar yanlış yaptıysa bugünküler de mi yanlış yapmak zorundalar?
Kaldı ki “Su-i misal emsal teşkil etmez.” Yanlış örnek örnek değildir.
Peki, Çavuşlu’ya böyle bir çöp tesisi yapıldığında yöre seçmeninin bir tepkisi oldu mu? Sandıkta bu tesisi ağızlarının içine dayayanlara gerekli tepkiyi gösterdiler mi?
Dikkatiniz çekmek isteriz, sandık diyoruz… Sandık seçmenin en büyük gücüdür. Seçmen sandıkta gerekli mesajı verebilseydi o tesis Çavuşlu’ya yapılamazdı.
Asıl soru şu; O tesisi Çavuşlu’ya kuran siyasi parti o rezalete rağmen yöre insanından oy alabiliyor mu? Evet, alabiliyor diyorsanız hem o siyasi partiye oy verip hem de sızlanmanın samimim bir yanı kalmamış demektir.
İşte fındıkçı, ülkeyi yöneten siyasi iktidarın tarım politikasını destekliyor musun desteklemiyor musun? Fındık politikasını fındıkçıdan yana görüyor musun görmüyor musun?
İşte sandıkta sana sorulan soru bu! Her sorulduğunda, bugün fındığı kaça satacağını bilmeden bahçeye gitmeni sağlayan hükümete sandıkta tam destek verdin.
O da senden aldığı seçmen desteğiyle senin onayladığın fındık politikasına devam ediyor. Bunda gücenecek ne var ki. Sen sandıkta gücünü az buçuk gösterseydin bugün fındığı kaça satacağını çoktan öğrenmiş olurdun.
Emekli, memur ve diğer çalışanlar, siz sandıkta gücünüzü gösterdiniz mi? Hayır, siz de yönetimin bu uygulamalarına destek verdiniz. Seçmen olarak varlığınızı hissettiremediniz. Aslında sayınız hiç de azımsanmayacak bir durumda… Mali tablonuzu düzeltmeyen yönetime çok gerçekçi bir mesaj verebilirdiniz.
Verdiniz mi? Vermediniz! Öyleyse siz bilirsiniz.
Demokrasilerde hükümet politikalarını seçmenler belirler. Hükümetler seçmenin nefesini enselerinde hissederler. Dünyada bu kadar sık aralıklarla görüşü sorulan başka bir seçmen kitlesi yoktur. Neredeyse her yıl sandık konuluyor Türkiye seçmeninin önüne ve hükümet uyguladığı politikaları dolaylı da olsa halka soruyor.
Ve her defasında sandıktan “Padişahım çok yaşa” sonucu çıkıyor.
Bu bir değil iki değil, öyleyse Çavuşlu’daki çöp tesisinden yakınmayacaksın. Öyleyse fındıkta taban fiyat açıklanacak diye beklemeyeceksin. Öyleyse memuru- emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz dediklerinde yerinden öfkeyle fırlamayacaksın.
Sakin sakin sandıkta soracaksın hesabı… Benim partim, benim liderim deme yerine benim fındığım, benim Çavuşlum diyeceksin. Hükümete sen yön vereceksin.