ENKAZ EDEBİYATI İSTEMİYORUZ

Ülkemiz bir seçimi daha geride bıraktı. Sandıklar kuruldu, oylar kullanıldı ve sonuçlar belli oldu. Demokrasi kazandı diye bir deyim vardır ya: biz de demokrasi kazandı diyelim.
Bir genel seçim havasında, hatta bir güven oylaması boyutunda geçen yerel seçimlerin yorgunluğunu atamadan yeni yöneticilerimiz iş başı yapacaklar.
Artık genel başkanlarından uzakta, yöremizin sorunlarıyla baş başa kalacaklar.
Bizde nedense her şeyi genel başkanlar bilir!
Yöre halkının kime daha yakın olduğuna bakmadan Ankara’dan, oturdukları yerden adayları onlar tespit ederler. Dahası yörede sürdürülen seçim kampanyalarında bile onların söylemleri öne çıkar.
Yerel yönetime aday olanlar kendilerini anlatmaya fırsat bulamazlar. Bunda da biraz öyle oldu. Gerçi isabetli kararlar verdikleri gibi zaman zaman da yanıldılar.
Bu seçimde de gelenek bozulmadı. Genel başkanlar yerel adaylardan bir adım öndeydi.
Ancak, seçim bitti biz bize kaldık. Seçim sonuçlarına göre yönetime gelenleri yöresel anlamda çok ciddi sorunlar bekliyor. Hemen kolları sıvayarak işe başlamak durumundalar.
İşte tam da bu noktada “Enkaz devraldık” edebiyatı istemiyoruz.
Belediyelerimizin bir kısmı gerçekten bir enkaz devrediyor olabilir. Borçları vardır, maddi sıkıntı yaşıyor olabilirler. Önceki yönetim fazla açılmış olabilir. Çok gerekli olmayacak yatırımlar yapmış ve krediler kullanmış olabilir. Kişi başına gelen paraların bir bölümü bu krediler için kesiliyor olabilir.
Ancak bunlar devlet sırrı değildir. Yeni yönetimler için sürpriz olmamalı.
Seçim öncesi bunlara ulaşmışlardır ve seçim meydanlarında bunları seçmenlerle paylaşarak oy istemişlerdir. Mevcut yönetimin belediyeyi borca batırdığını, parayı iyi yönetemediğini, piyasada itibarının kalmadığını seçmenlere duyurmuşlardır.
Ve bütün bunlara rağmen, bütün bunları bile bile göreve talip olmuşlardır. Bütün bu olumsuzlukları aşarak belediyeleri mükemmel bir yönetimle halka gerçek anlamda hizmet veren kuruluşlar haline getireceklerini söylemişlerdir.
Her şeye rağmen projeler yapmışlar ve bunları hayata geçirmeyi vaat etmişlerdir.
Öyleyse enkaz devralmak gibi bir mazeret olamaz!
Çünkü siz o enkazı biliyordunuz ve bilerek devraldınız. Seçmen de sizi o enkaza rağmen sorunları çözeceksiniz umuduyla göreve getirmiştir. Öyleyse yapılacak tek şey bir yerden işe başlamaktır. O enkazı kaldırarak o kurumu olması gereken yere taşımaktır.
Geçmişi eleştirmekle, eski yönetimi kötülemekle aldığınız sorumluluktan kurtulamazsınız. Eski yönetim ve eski başkan yaptıkları yanlışın bedelini seçimi kaybederek ödemiştir. Seçmen ona diyeceğini demiştir. Onu görevden uzaklaştırmış, yeni bir kadroyu iş başına getirmiştir.
Artık iş yeni yönetimdedir.
O seçim öncesi halkına söz verdiği projeleri ve yenilikleri gerçekleştirmekle sorumludur. Mazeret üretmenin ve enkaz devraldık demenin zamanı değildir. Zaman hizmet zamanıdır. Zaman çalışma zamanıdır.
Adaylarımız göreve talip olurken herhalde yönetecekleri kurumun mali yapısını biliyorlardır. Dahası kendi projeleri için nereden ve nasıl kaynaklar sağlayacaklarının hesabını da yapmışlardır.
Özetleyecek olursak; yeni yönetime gelen idarecilerimizi büyük bir sorumluluk ve zor bir görev süreci başlıyor olabilir. Onlar da mutlaka buna hazırlıklı olarak göreve gelmişlerdir.
Hatırlatmaya bile gerek olmayacak belki: Onlar zaten enkaz devraldık demeyeceklerdir. Hizmetten ve çalışmaktan buna zaman bulamayacaklardır.
Yeni yönetime gelen idarecilerimize ve tüm yerel yönetimlere kolaylıklar diliyoruz.