Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
blank
Nihat ÖZTÜRK

DİDELER RUŞEN !

Eskiler böyle dermiş; şimdi gözünüz aydın diyoruz.
Evet gözümüz aydın, fındıkta yapılmak istenilenler birer ikişer gerçekleşiyor. Uzun bir zaman diliminde tamamı gerçekleşir bu gidişle.
Yerel gazetelerde ve İstanbul gazetelerinin ekonomi sayfasında fındıkla ilgili bir haber genişçe yer aldı. Türkiye fındığının üçte birisini ihraç eden ve fındık devi olarak nitelenen Oltan Fındık, İtalyan çikolata devi Ferrero’ya satıldı.
Ne var bunda? Bir şey yok elbette; fındıkta yapılmak istenilen buydu ve gerçekleşiyor işte! Telaşa gerek yok! Bekleyiniz, daha neler olacak!
Birilerinin Fiskobirlik’le neden bu kadar uğraştığını anladınız mı? 1 Haziran 2000 tarihinde çıkartılan 4572 sayılı yasanın asıl amacının ne olduğunu şimdi gördünüz mü?
Şu her yıl karşılıksız aldığımız paraların karşılığının ne olduğunu fark ettiniz mi?
Fiskobirlik deyince; FKB Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Bayraktar’ın açıklamalarını da okumuş olmalısınız. Gazetelerin aynı sayfalarında satış haberiyle yan yana yer aldı.
Devlet yeniden müdahale alımlarına başlamalıymış. Dünyada oluşan bir fındık tekeli Fiskobirlik’in fındık piyasasından çıkartılması için elinden geleni yapıyormuş.
Ferrero isterse Türk ihracatçısını bir günde bitirebilirmiş. Olacağına bakın!
Bu konuda en isabetli açıklamayı CHP Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu yaptı. Fındığın yabancı sermayenin eline geçtiğini söyledi Karaahmetoğlu. Ulusal bir politika izlenmezse dünyada tekel olduğumuz fındıkta hâkimiyetimizi kaybedeceğimize dikkat çekti.
Peki Türkiye bu noktaya nasıl geldi?
Planlı bir çalışmayla!
Her şey 57. hükümetin çıkardığı 4572 sayılı yasayla başladı. Özerkleştirme adıyla fındıkçının kooperatifi Fiskobirlik resmen olmasa da dolaylı yollardan kapatıldı. Bitirildi. Batırıldı. Fındık piyasasından uzaklaştırıldı. Bir aktör olmasının önüne geçildi.
Aleyhinde söylenmedik söz bırakılmadı. Seçimlerine müdahale edildi. TMO’ya fındık alımı yaptırıldı. Kötü yönetimler sorgulanmadı.
Bütün bunlar yapılırken üreticiye sus payı olarak doğrudan gelir desteği adıyla para dağıtıldı.
Piyasanın özel sektör eksenli oluşması için elden gelen her şey yapıldı.
Bu doğrultuda, kredilerle iç piyasada fındık tüccarları ve ihracatçıları türetildi. Fındıkta gerçekten bir marka olan Fiskobirlik etkisizleştirildi.
1984 yılında dededen kalma bir fındık kırma fabrikası olan Oltan Fındık 2002 yılında Türkiye’nin en büyük fındık ihracatçısı durumuna geldi. Fındıkta ihracat rekortmeni oldu.
Bir sihirli el değmiş gibi yirmi yılda inanılmaz başarılara imza attı.
İşte yapılmak istenilen tam da buydu. İstenildiği gibi de oldu.
Sonra da bu dev firmayı İtalyanlara satarak fındıkta yabancı sermayenin ağırlığını hissettirecek bir noktaya gelindi.
Bütün bu gelişmeler tesadüf olabilir mi?
İlk adımı atan 57. hükümetin bu girişimini bu hükümet zirveye çıkardı. Topu onlar ortaladılar golü bu hükümet attı.
Bu satışların arkası gelecektir. Yabancı sermaye bundan sonra kim bilir hangi şirketi satın alacaktır. 2000 yılında toprağa atılan tohumlar bugün meyvesini vermeye başlamıştır.
Efendim; paranın, sermayenin milliyeti, dini, ırkı, cinsiyeti olmazmış! Ne fark edermiş; ha İtalyan olmuş, ha Alman ha Amerikalı! Ya da Türk!
Bir farkı var ki gazetelerin ekonomi sayfalarına haber olmuş. Bir farkının olabileceğini düşünmenin zamanı gelmedi mi?
Bundan 14 yıl önce bunlar olurken de böyle düşünmüştük. Ne var sanki bunda demiştik. Geçen zaman içinde öyle şeyler oldu ki, gelecekle ilgili bir ön fikir oluşturabilir belki biraz dikkatlice bakarsak!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

12345678