Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
blank
Nihat ÖZTÜRK

AYNI TAVANIN BALIKLARI

Geçen haftayı Arınç- Gökçek tartışmalarıyla geçirdik. Bazıları bu tartışmaları şaşkınlıkla izlediler. Allah Allah dediler. Duyduklarına inanamadılar.
Oysa bazılarımız için hiç de bilinmedik konular değildi bunlar.
Arınç’ın Gökçek için, Gökçek’in Arınç için neler söylediğini duymayan kalmadı. Kavgada bile söylenmeyecek sözlerdi.
Yenilir yutulur yanı yoktu. Bazıları “Allah söyletiyor” dedi. Bazıları da “Söyleyene değil söyletene bak” diyordu.
Adını onlar koydukları için bizim de kullanmamızda bir mahsur görmüyorum. Bir paralel yapıdır gidiyor. Arınç paralel yapının adamıymış, partiden istifa etmeliymiş. Gökçek, Ankara’yı parselleyerek paralel yapıya vermiş. Daha neler neler!
Aslında ikisi de aynı tavanın balığı.
Hepsi de paralel yapıyla yıllarca kol kola, iç içe oldular; beraber aynı yolları yürüdüler; ne yaptılarsa birlikte yaptılar. Şimdi söyledikleri ve söylemedikleri her şeyi birlikte hayata geçirdiler.
Bir paralelci sınıflaması yapılacaksa hepsi paralelci bunların…”Ne istediler de vermedik” diyeninden tutun da KPSS sınavında yapılanlara göz yumanına kadar. Herkes kendisine düşeni yapmış yıllarca, resmi görevine uygun olarak ne yapması gerekiyorsa yerine getirmiş.
Şimdi de birbirlerini şikâyet ediyorlar.
Aslında bunlar yıllarca muhalefet tarafından dile getirilen konulardı. Hükümetin o günlerde muhalefete verdiği cevaplar toplumun hafızasından silinmiş olsa da gazetelerin arşivlerinde ve Internet bilgi bankalarında muhafaza ediliyor. Bir tuşa basmakla yüzlercesine ulaşabiliyorsunuz.
İnsan bunları okudukça ağlamalı mı gülmeli mi bilemiyor. Hani o meşhur söz var ya; Nereden nereye!…
Her şeyi anlıyorum da bugün neden bu hale düştüklerini anlayamıyorum: Bu dövüş neyin kavgası? Yıllarca toplumların değer verdiği bu isimleri bu kadar sıradanlaştıran ne ola ki! Neyiniz eksik, ne istediniz de bu millet size vermedi?
Bu milletin size verdiklerini ne hale getirdiğinize bakar mısınız?
Bazıları “Milletin ahı tuttu “ diyor. Bazıları da “Ganimeti paylaşamıyorlar” diyor. Milletin ağzı torba değil ki çekip büzesin.
Böylesine büyük bir kavga çıksa çıksa mal bölüşümünden çıkar. Anlaşılan, taraflar hiç de kanaatkâr değiller.
İnlerine gireceklerdi, bugüne kadar ne yaptıklarını onlar da bilmiyorlar.
Şimdilerde geçmiş yıllara ait KPSS sınavını dillerine doladılar. Mükemmel bir iç politika malzemesi yarattılar.
Yıllardır bu konuları dile getiren muhalefeti bir an bile dikkate almadılar. Bırakınız dikkate almayı, bir dövmedikleri kalmıştı. Şimdi soruşturma açmışlar, her şeyi ortaya çıkartacaklarmış; inanmak isteyen inanabilir ancak bu tür soruşturmalardan bir sonuç alındığını bu ülke hiç görmedi.
Bakarsın bir yerlerden bir emir gelir ve partimize zarar vermeyelim diyerek bunu da yarım bırakırlar. Parti disiplini ülke disiplinin önüne geçiverir bir anda.
Aynı tavanın balıkları olunca insanlar, kendi çıkarlarını ülke çıkarlarının önüne koyarsa devleti yönetenler, parti çıkarını devlet menfaatlerinden daha önemli sayarsa siyasiler biz bu tür kavgalara çok az rastlarız.
Keşke bu tür tartışmalar daha sık olsa ve başkaları müdahale etmese.
Ve adına demokrasi dediğimiz bu yönetim şeklinde yapanın yaptığı yanına kâr kalmasa. Bu tür kavgalar sanıldığından daha heyecanlı oluyor nedense!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

12345678