Bir abi düşünün; çocukluğunuz, gençliğiniz beraber geçsin; bugüne kadar gelin ve bugüne kadar hiçbir kötü anınız olmasın; böyle bir şey mümkün mü? Evet! Mümkün! Düşünüyorum da, Abimle bir tane bile kötü anımız yok. Olmadı da… Aramızda hep bir sevgi ve saygı hâsıl oldu.
Abimi yakından tanıyanların da abimle kötü bir anısı olmadı. Konu, komşu köyde kim var kim yoksa işte, herkes tarafından sevildi çünkü; abim, iyilik meleğiydi.
Çocukluk arkadaşları, okul arkadaşları, üniversite arkadaşları, öğrencileri, öğretmen arkadaşları hep övgü ile söz ederdi, abime “dürüst ve efendi insan” derlerdi.
Hem dürüsttü hem de iyi yürekliydi.
Hırs, kin, nefret, kötülük kitabında hiç yazmadı.
İyilik elçisiydi!
Sanki bu dünyadan değil de başka bir dünyadan gelmiş ve insanlara iyiliği, güzelliği, doğruluğu göstermek ve de öğretmek için görevlendirilmişti.
Sevgi meleğiydi!
Hiç karşılık beklemeden sevdi insanları.
Hoşgörülü, sevgi doluydu. Yardım severdi.
Ali derdim!
Abi değil arkadaş, can dost, yoldaştık.
Ne güzel günler yaşadık.
Hep sevgi büyüttük.
Hiçbir zaman kıskanmadı; hep yanımda durdu; destekledi, destek oldu.
Ta ki, 23 Nisan günü sabaha karşı, covit-19 salgın hastalığı onu aramızdan çekip alana kadar.
İyilik meleği toprağa düştü.
Biliyorum toprakta filizlenip yeşerecek, çiçek olup meyve verecek.
…
Diyeceğim odur ki: Ey insanlar ne olur kulak verin bana!
Dünyanın hızla kirlendiği, kötülüğün tavan yaptığı, nefes almakta zorlandığımız şu zamanda, iyiliğe çok fazla ihtiyacımız var. Gelin hep beraber iyilik için çaba gösterelim. Şiarımız iyilik olsun.
Ali abimin yürüdüğü iyilik yolundan yürüyelim.
İyilik kurtaracak dünyayı!
…
Bir buçuk yıldır devam eden her gün yüzlerce insanımızın canını alan Covit-19 salgını; bizlere, acıyı, paylaşmayı, sevgiyi, dayanışmayı; iyiliğin ne kadar değerli olduğunu öğretti.
Çaresiz değiliz. Birlikle başarabiliriz.
Ne olur Aliler ölmesin, ocaklar sönmesin.
Yeter!
YORUMLAR