Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
blank
Nihat ÖZTÜRK

AVRUPA BİRLİĞİ REFERANDUMU NE ZAMAN?

Çok konuşulmuştu 16 Nisan 2017 de yapılan halk oylaması öncesi. “Gerekirse bir referandum da Avrupa Birliği için yaparız” demişlerdi.
Yapılmadığına göre herhalde gerekmedi.
Yani Türkiye’nin sert çıkışları AB’yi hizaya getirdi galiba.
Ya da Türkiye Avrupa Birliği’nden çıkarsa Ne yaparız diye telaşlanmış olmalılar.
Daha dün İngiltere ayrıldı ve Birliğin durumu hiç de iç açıcı değil.
O zaman müzakereler de tüm hızıyla devam ediyordur. Fasılların birisi açılıp birisi kapanıyordur. Biz, yöneticilerimizin çıkışlarını çok sert bulmuştuk; Onlar Avrupalı, böyle celallenmelere alışık değildir, ürkütmeyelim elin adamlarını derken ileriyi görememişiz demek ki. Demek ki onlar bu dilden anlıyorlarmış.
Baksanıza ortalık süt liman… Ne Avrupa Parlamentosu’ndan bir ses var de diğer kurumlardan. İşler nasıl da tıkır tıkır ilerliyor!
Ama hak ettiler, ne o öyle iki de bir yok şu şöyleymiş yok bu böyleymiş!
İşinize gelirse, biz böyleyiz; işinize gelmiyorsa halkımıza sorarız ve onlar ne derse onu yaparız. Türkiye demokratik bir ülke, halk ne derse o… Bunu 15 yıldır anlamadılarsa bundan sonra hiç anlayamazlar.
Zaten bu Avrupalılar da bir tuhaf millet… Durduk yere aday ülkelerin işine burunlarını sokmaktan geri durmuyorlar. Burunlarını sokmak ne demek, iç işlerine bile karışma cesareti gösteriyorlar.
Tanımıyorlar bu milleti, kusura bakmasınlar ama cahiller!
Bir de okumuyorlar, Türk şairlerin milleti nasıl tasvir ettiklerine bakmıyorlar: Kaynaklarım beni yanıltmıyorsa, Cahit Külebi’nin dediği gibi: “Biz biliriz kendi işlerimizi, İşimiz kimseden sorulmamıştır” mısralarından habersizler.
Şunun için çok emin konuşuyorum; 16 Nisan öncesinde kararımızı yüksek sesle Avrupa’ya duyurmuştuk. Eğer bizi zora koşarsanız, kapının önünde bekletmeye devam ederseniz, bilmem ne kriteri diye dayatma yaparsanız biz de halkımıza sorar ve gerekirse ortaklıktan ayrılırız demiştik.
Kararımız netti. İyi anlasınlar diye de miting meydanlarında defalarca tekrarlamıştık.
Demek ki iki şey oldu AB ile ilgili bir referandum yapılmadığına göre; ya AB bizim kararımızın ciddiyetini idrak ederek gerekeni yapıyor ya da Türkiye eskisi kadar ısrarlı değil AB’ye girmek için.
Bunu en iyi AB’den sorumlu bakan bilir. Onun da bir açıklaması yok son günlerde; görüşmeler devam ediyor mu, fasıllar açılıyor mu, açılan fasıllar kapanıyor mu?
Türkiye’nin AB’ye girmesine karşı olan ülkeler ikna edildi mi, yoksa yine durdukları yerdeler mi? O kadar bağırıp çağırmamıza rağmen geri adım attılar mı? Referandum söylemimizi ciddiye aldılar mı?
Sayın bakanın açıklayacağı çok konu var.
Ortalık fazla sessiz… Bu sessizlik hayra mı alamet acaba!
Bir de bilip bilmediğine konuşanlar var, işleri güçleri münafıklık: Efendim neymiş, 16 Nisan öncesi Avrupa Birliği’nin tavrı ve söylemleri siyasiymiş. Halk oylamasından hayır çıksın diye öyle yapıyorlarmış.
Halk da evet deyince oturmuşlar oturacakları yere… Bir de zılgıt yemişler Türkiye’yi yönetenlerden ki sesleri solukları çıkmaz olmuş.
Biz işin ayrıntılarını çok fazla bilmeyiz, bize dediler ki gerekirse AB’den ayrılmak için bir halk oylaması daha yaparız. Biz de bunun ne zaman yapılacağını merak ederiz. Birisi çıksın söylesin de bu millet de meraktan kurtulsun.
Daha sırada idamın geri getirilmesi var. Onu da çok konuşmuştuk 16 Nisan öncesi… Fetullah Gülen’in Amerika’dan getirilip yargılanması falan da hep aklımızda.
Aman sırayla yapalım da bir karışıklık olmasın değil mi?

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

12345678