“Saraçhane ruhu” söylemi, Türkiye’deki demokrasi mücadelesini, halkın hak talebini ve dayanışma hissini ifade etmek için kullanılan bir sembol haline gelmiştir.

Ülkemizdeki plansız kentleşmenin yarattığı sorunların en başında kaldırımların darlığı gelmektedir. Bu sıkıntı, şehir planlamacılarını yeni çözümler aramaya itiyor. Bir yandan

Her yıl 14 Mart tarihinde kutladığımız Tıp Bayramı’nın tarihi, Osmanlı dönemine uzanır. 14 Mart 1827, II. Mahmud döneminde modern tıp

Edip Akbayram, Türk müziğinde derin izler bırakmış, yetmişli yılların gençliği için idol olmuş ve sanatıyla toplumcu bir duruş sergilemiş önemli

Türkiye Süper Liginde yabancı hakem uygulaması, son dönemde futbol kamuoyunda yoğun bir tartışma konusu haline geldi. Bu uygulamanın hayata geçirilmesi,

AKP Kırklareli Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam’ın 10 Şubat’ta bir aile sağlığı merkezi inşaatının temel atma töreninde yaptığı konuşmada, sağlık çalışanlarıyla

Yıllarca genç nüfusumuzun fazlalığıyla övünüp durduk. Genç nüfusumuzu geleceğimizin sigortası olarak gördük. Şimdi de yaşlanıyoruz diye hayıflanıyoruz. Bir ülkenin nüfus

2024-2025 Eğitim ve öğretim yılının ikinci dönemi, Bolu Kartalkaya’daki “ölüm oteli” yangını sonunda boş kalan sıralardaki siyah örtüler ve çiçeklerin

Bir toplumdaki yasal olamayan işler, dünyanın her yerinde geçerli olduğu üzere ekonomik sıkıntıların toplumda yarattığı bozulmanın sonucudur. Evine ekmek götüremeyen

Aynı topraktan geldik Biz bize benzeriz Sevdayla dururken Neden kavga ederiz Ver elini ver bana Eftelya Uzansın elimiz Eftelya Benim

Sivil tolum kuruluşlarının gelişmiş demokrasilerdeki yeri ve gücü yadsınamaz. Adeta demokrasinin lokomotifi gibidirler. Bunların en başında da sendikalar gelir. Emeğin

Atatürk’e göre ulus, geçmişte bir arada yaşamış, bir arada yaşayan, gelecekte de bir arada yaşama inancında ve kararında olan, aynı

2025 yılı yaklaşırken gündemi en çok meşgul eden konu, asgari ücretin ne olacağı, ne olması gerektiği. Televizyonlara çıkan ekonomistler toto

Gazi Mustafa Kemal Atatürk daha milli mücadele devam ederken ülkede yeni bir rejim kuracağını, bunun da cumhuriyet olacağını yakın çevresiyle

Ülke olarak yokluğun değil de yoksulluğun tavan yaptığı günleri yaşıyoruz. Ülkemizde her şey var ama hiçbir şey alamıyor insanlarımız. Özellikle

Ülkemizde herkesçe dillendirilen en önemli sorunların başında eğitim sistemimizdeki sorunlar gelmekte. Adına eğitim modeli yerine “maarif modeli” dedikleri evrensel değerlerden

Ülkeyi yönetenler, ellerine mikrofonu her aldıklarında 22 senedir ülkeyi nasıl bu hale getirdiklerini unutup önümüzdeki yıllara dair pembe tablolar çizerek

1881’de Selanik’te başlayıp 10 Kasım 1938’de Dolmabahçe’de biten kısacık diyebileceğimiz bir ömür ve bu ömre sığdırılan koskocaman Türkiye Cumhuriyeti… 10

Uzun zamandır mülakat sonuçlarıyla sıralamalarımız açıklansın da atamamız yapılsın diye bekleyen öğretmenlerin birçoğunun umutları bir başka bahara kaldı. İşin en

1. Dünya Savaşı sonunda imzalanan “Sevr Antlaşması”yla emperyalist devletlerin gemileri İstanbul Boğazı’na demirlediler. Ordumuz dağıtıldı. Osmanlı’nın başkenti işgal edildi. İçimizdeki

Ülkemizdeki çocuk hükümlü ve tutuklu sayısındaki artış dikkat çekiyor. Bu da suç işleme yaşının her geçen gün düştüğünü işaret ediyor.

Mevlana’nın, Hacı Bektaş-ı Veli’nin yaşadığı bu topraklarda hoşgörü kültürünün yerlerde süründüğünü görmekten utanmalıyız. Hem de İslam kültürü ile yetişmişliğimizle de

2024-2025 eğitim öğretim yılı geçmiş yıllardan artarak gelen sorunlarla başladı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, uygulamaya geçirdiği “Türkiye Yüzyılı Maarif