Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
blank
Nihat ÖZTÜRK

TÜRK TİPİ HUKUK

Günlerdir halk oylamasını tartışıyoruz. Tartışıyoruz ancak hukuken bir sonuca varamıyoruz. Varacağız elbette, Yüksek Seçim Kurulu halk oylamasının resmi olarak sonucunu ilan edecek.
Yüksek Seçim Kurulu sonucu resmi olarak ilan edince tartışma bitecek mi?
Bitmeyecek. Ülkenin yönetim şeklini değiştirecek bir halk oylamasının bu kadar tartışılması doğru mu? Değil elbette…
Dikkat edilirse kimse halk oylamasının sonuçlarını tartışmıyor, tartışmanın tarafları işin hukuki boyutunu ortaya sürerek onun üzerinden fikir yürütüyorlar.
Muhalefet tarafı Seçim Kanunu açıp ilgili maddeyi okuyarak, sandık kurulu mührü olmayan oyların bu yasaya göre geçersiz olduğunu savunuyor.
Yasa bu, hukuk devletlerinde her şeyin üstünde olan kurallar dizini… O ne derse o olur. Yasanın üstünde bir başka hükmün esamesi bile okunmaz.
Diğer tarafın da hukuki malzemeleri var; Yüksek Seçim Kurulu’nun kararları kesindir.
Bitti mi? Bazılarına göre bitti, hatta at Üsküdar’ı çoktan geçti!
Sonuç da böyle olacak! Bu sonuç ülkenin içine sinecek mi? Sindirecekler!
Peki, Seçin Kanunun ilgili maddesini yok mu sayacağız?
Siz seçimleri yasada yazılan kurallara göre yaparsınız ve Yüksek Seçim Kurulu da resmi olarak son sözü söyler. Buna kimin ne itirazı olabilir?
Burada kanun uygulanmış mıdır? Hayır. Yüksek Seçim Kurulu kendince bir yorum yaparak bütün bu tartışmaların fitilini ateşlemiştir. Böyle bir yorum yapmaya yetkisi var mıdır? Bazı hukukçulara göre vardır bazı hukukçulara göre yoktur.
Farklı fakültelerde farklı şeyler öğretiyorlar galiba…
Muhalefet, iç hukuk yolu diyerek kapı kapı dolaşıyor. Böyle bir şeyin olacağı düşünülmemiş olacak ki bu tür hukuki bir tartışmayı sonlandırması için de hiç kimseye yetki verilmemiş.
Muhalefetin gittiği her kurum benim böyle bir görevim yok diyor. Haklılar.
Şimdi de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidecekler. Geçmişte Sayın Erdoğan ve Sayın Gül’ün de bu mahkemeye gittiğini biliyoruz.
Elin adamları çok şaşıracaklar. Onlar da ilk defa karşılaşacaklar böyle bir konuyla: Bir yanda açık kanun hükmü öte yanda kesin olan YSK kararı… Onlar da böyle bir şeyin olacağını tahmin edemedikleri için başvuruyu bağlayacakları hukuki bir gerekçeleri olmadığı için ret kararı vereceklerdir.
Nerden bilsinler Türk tipi bir hukuk sisteminin olduğunu.
Torbaya doldurulmuş yasa tekliflerinin bir gecede uykusuz vekiller tarafından kanunlaştığını nereden bilsinler! Üzerinde yeterince tartışılmadan çıkan yasalardan nereden haberleri olsun adamların!
Elbette Yüksek Seçim Kurulu’nun kararları kesin olmalı, ancak bu kararlar açık yasa yükümlerine aykırı olmamalı. Ya da Meclis ilk toplantısında bu yasayı ve ya bu maddeyi iptal etmeli. Ortadan kaldırmalı… Her şeye Yüksek Seçim Kurulu karar vermeli!
Gelecek seçimlerde bu madde nasıl uygulanacak?
Seçim gibi bir konuda, halk oylaması gibi bir konuda böyle hukuki bir karmaşanın yaşanması Türkiye’ye hiç yakışmadı.
Biz vatandaş olarak masumuz, iyi niyetliyiz, hukuka saygılıyız ancak bu tür tartışmalara neden olacak hukuki yorumlarla işin bu noktaya gelmesinden de kaygılıyız.
Hukuk sisteminde yasalar vardır ve her halükarda bu yasalar uygulanır.
Korkulan o dur ki Anayasayı bir defa delmekten bir şey olmaz denilen günlere doğru mu gidilmekte…
Türk tipi başkanlık, Türk tipi hukuk… Türk tipi Avrupa Birliği bile kurabiliriz.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

12345678