SEÇİME DOĞRU

Seçime bir aydan daha az bir zaman kaldı ancak memlekette bir seçim havası ve heyecanı yok. Neden olsun ki… Daha seçim yapalı şunun şurasında kaç ay oldu? Genel seçimlerin yapıldığı 7 Haziran’dan bu güne ne değişti ki! Bir tek terör hortladı. Onun da sebepleri ayrıca tartışılabilir. Seçim yasası aynı, partiler aynı, genel başkanlardan değişen olmadı, […]

Seçime bir aydan daha az bir zaman kaldı ancak memlekette bir seçim havası ve heyecanı yok. Neden olsun ki… Daha seçim yapalı şunun şurasında kaç ay oldu?
Genel seçimlerin yapıldığı 7 Haziran’dan bu güne ne değişti ki!
Bir tek terör hortladı. Onun da sebepleri ayrıca tartışılabilir.
Seçim yasası aynı, partiler aynı, genel başkanlardan değişen olmadı, seçim barajı olduğu gibi duruyor. Sonuç 7 Haziran’dan farklı mı olacak? Sanmıyorum.
Bir de siyasi partilerin seçim vaatlerinde bazı değişiklikler olmuş. Mesela 13 yıldır ülkeyi yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi de asgari ücreti 1300 TL yapacağını söylüyor.
Herhalde seçmen de “Daha önce neden yapmadınız?” diye soracaktır. Gerçekten, neden daha önce yapmadınız?
Bir de “Kaynağını nereden bulacaksınız?” sorusu var ki bu seçim döneminin en anlamlı sorusu bu olmalı. Altı ay önce muhalefet asgari ücreti 1500 TL yapacağım dediğinde, kaynağını açıkla diyenlerin bugün aynı noktaya yaklaşması manidar olmalı.
Geçen seçimden gördük ki seçmen bu tür vaatlere prim vermiyor. Ekonomik yapıları çok iyi olmasa da parasal vaatlere pek aldırış etmiyor. Emekliye iki maaş ikramiye vaadi de seçmenin ilgisini çekmemişti.
Muhalefet partilerinin bu tür vaatleri sürerken iktidar partisin de bu kervana katılması gülümsetiyor insanları…
Ey iktidar partisi, bunları bugüne kadar neden yapmadın öyleyse. Aklına yeni mi geldi? Yönettiğin ülkenin insanlarına üç kuruşu neden çok gördün?
Geçmiş seçimlerde iktidar partisi bu tür vaatlerle gitmezdi seçimlere; öyle paralı sözler vermezdi. Öyle paralı sözler verip de kendisini bağlamazdı, seçim ekonomisi uygulamazdı. Ben icraatlarımı yaparım, oy veren verir vermeyen vermez derdi.
O zaman icraatlarda mı bir sorun var? Seçmenin parayla gönlünü almaya mı çalışıyorlar? Kendilerini yeterince ifade edemiyorlar anlaşılan… Bir tür imaj sorunu yani!
Muhalefetin işi kolay, salla sallayabildiğin kadar. Atış serbest.
Hele iktidar olma şansın hiç yoksa…
Kim ne derse desin Adalet ve Kalkınma Partisi 1 Kasım seçimlerinden de iktidar adayı olarak çıkacak. En fazla oyu o alacak ve hükümet kurma görevini de o üstlenecek. Onun atışı biraz daha destekli olmalı…
Bu seçim öncesi bambaşka bir sorun daha çıktı ortaya, sandık güvenliği… Seçim meydanlarında “İnadına barış, inadına kardeşlik” diyerek nutuk atanlar artık bu konuya hiç girmeyecekler.
Türkiye’mizin bir bölümünde terör var, durum o kadar vahim ki seçim sandıklarının korunmasından endişe ediliyor. Bu açıklanacak bir durum değil, bu devletin o bölgede acizliği anlamına gelir ki terör örgütünün de tam olarak istediği bu.
Hani şu Sivas’ın doğusuna gidip gidememe meselesi… İktidar muhalefeti böyle suçluyordu, sanki şimdi iktidar da gidemiyor havası yaratılmaya çalışılıyor.
Devlet meşru sınırları içinde her noktaya gider ve sandık koyar. Ben bu sandıkları koruyamıyorum diyemez. Dediği anda devlet oradan çekilmiş anlamına gelir.
İşte bu şartlar içinde Türkiye seçime gidiyor. Komşularımızdaki sorunların bize yansımaları da ayrı bir konu… Uyguladığımız dış politikanın olumlu sonuçlarını görüyoruz diyebilecek bir iktidar var mı?
Demek ki yıllarca yanlış yaptınız. Yanlış yapıyorsunuz diyenlere rağmen yanlışta ısrar ettiniz. İşte sonuçlar ortada. Dış politikanızın meyveleri bunlar.
Seçmen sessizce izliyor gelişmeleri; heyecansız, telaşsız izliyor. Ölçüyor, tartıyor, değerlendiriyor, yorumluyor ve 1 Kasım’da sonuçlandıracak.
Ne diyelim, ülkemiz için hayırlı olur inşallah.

Exit mobile version