Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
blank
Nihat ÖZTÜRK

SEÇİM YASASI

Sonuçları ülkemiz için çok önemli olan 7 Haziran 2015 Milletvekili Seçimi’ni geride bıraktığımız şu günlerde nelerin tartışıldığını hepimiz biliyoruz.

Tablo ortada, oy dağılımları ve siyasi partilerin çıkardıkları vekil sayıları belli.
Buradan nasıl bir hükümet çıkacağını bekleyip göreceğiz, çünkü onlarca seçenek var.
Biz, 1970’li yılları yaşayanlar o günlerin siyasi havasını soluyanlar, bu gibi durumlarda Demirel’in şu sözünü hatırlarız. “Demokrasilerde çareler tükenmez!”
Aslında Türkiye’nin tartışması gereken temel sorunu seçim yasasıdır, seçim sistemidir.
12 Eylül 1980 dönemi seçim yasasıyla 2015 yılında seçim yaparsanız ortaya demokrasi ve temsil anlamında böyle karmaşık sonuçların çıkması kaçınılmazdır.
Gün olur seçmen oylarının yüzde 34 ünü alan bir siyasi parti parlamentonun yüzde 66 sını oluşturur,
Gün gelir seçmen oylarının yüzde 41 ini alan siyasi parti parlamentodan güvenoyu alacak 276 milletvekilini çıkaramaz.
Bu sistem ucube değildir de nedir?
Adalet ve Kalkınma Partisi gerçeğinden hareket ederek, yazıyı çok da rakamlara boğmadan bazı sayılar vererek bu çarpıklığa işaret etmek istiyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ilk katıldığı seçim Kasım 2002’dir. Seçmen oylarının yüzde 34. 3 ünü almıştır. Ama parlamentoda 363 milletvekiliyle temsil edilmiştir. Bunun demokratik bir açıklaması olabilir mi? Yüz seçmenden 34 ü sizi onaylıyor ancak yönetim anlamında 66 değer olarak işlem yapıyorsunuz.
Sonra aynı parti Temmuz 2007 de yapılan seçimlere giriyor, oyların yüzde 46. 58 ini alıyor ama parlamentoda vekil sayısı 341 e düşüyor. Şaşırmaz mısınız? Halkın desteği artıyor ama parlamentoda gücünüz azalıyor.
Doğru olan oyunuz arttıkça parlamentoda vekil sayınızın da artması değil mi?
Başka bir seçim sonucuna bakalım: Haziran 2011, Söz konusu siyasi partinin aldığı oy oranı yüzde 49.95. Yani yüzde 50 neredeyse; Hani şu iki seçmenden birisinin oy verdiği yıllar!
Ama vekil sayısı yine düşmüş, 327 de kalmış.
Oyunuz artıyor ama vekil sayınız düşüyor. Bu nasıl bir temsil sistemi!
Ve bu seçimde aynı partinin aldığı oy oranı yüzde 40. 92, yani yüzde 41 ama güvenoyu alacak 276’yı bulamamışsınız.
Yüzde 34’le güçlü bir hükümet, yüzde 41 le hükümet dışı… Bunun bir açıklaması olabilir mi?
Olabilir diyenler yüzde 10 barajını gösteriyorlar, doğrudur: Doğruysa neden bu barajı kaldırıp da adaletli bir temsil sağlama yoluna gitmezler ki!
Bu sistemi yıllarca işlerine geldiği gibi kullandılar. Her siyasi parti bu çarpıklıktan oy devşirme hesapları yaptı. 12 Eylül’den sonra kaç hükümet değiştiyse, hangi siyasi görüş iktidara geldiyse bu çarpıklığı, bu demokrasi ayıbını, bu temsil rezaletini, bu adaletsizliği ortadan kaldıracak bir şey yapmadı.
Adalet ve Kalkınma Partisi de 2002 den bu yana süre gelen iktidarında bu acayipliği düzeltecek bir adım atmadı. Kendi çıkarlarına saydılar. Baraja tutundular adeta.
Bugün tablo ortada, değiştirmediğiniz seçim yasası Türkiye’de böyle bir sonuç ortaya çıkardı. Daha seçimin ertesi günü erken seçim gündeme geldi. Bu yasayla yapılacak her seçimden böyle garip sonuçlar ortaya çıkacaktır.
Yüzde 34 halkoyuyla 363 vekil, iyi mi? Meclis’in yüzde 66 sı… Allah’tan reva mı?
Güçlü hükümet ve istikrarlı yönetim!
Kurulacak hükümetin yapacağı ilk iş seçim yasasını, temsilde adaleti sağlayacak şekilde düzenlemek olmalı.
Bu demokrasi adına bir sorumluluk olacaktır.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

12345678