Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
blank
Nihat ÖZTÜRK

KEMENÇE VE HORAN SEMPOZYUMU

Bu yıl 10. yapılan Görele Kemençe ve Horan Günleri kapsamında ilçede bir de sempozyum düzenlendi. Üç gün süren festival kalabalığı ve gürültüsü arasında bu bilimsel sunu sanki kaynayıp gitti.
Yerel medyada haber bile olamadı. Katılım da beklenilen düzeyde değildi.
Kemençe ve horanla ilgili bilimsel verilerin ortaya konulduğu böyle bir sunuma katılım üst sınırda olmalıydı, salon dolup taşmalıydı.
Ve Göreleli bundan sonra demeliydi, Kemençenin Doğduğu Topraklar Görele diye.
Bilimsel alt yapısı olmayan söylemlerin ömrü çok uzun olmayacaktır.
Kemençe ve horan denildiğinde üç gün kemençe çalıp horan oynamayı düşünüyorsanız o başka! Birileri bilimsel verilerle değerlerinize sahip çıkmaya kalkarsa o zaman da gücenmeyeceksiniz.
Aynı tarihte Trabzon’da da bir Kemençe Festivali’nin yapıldığının hatırlatmak isteriz.
Bu sempozyuma kimler katıldı ve hangi bilimsel tebliğleri sundular? Neler konuşuldu?
Karadeniz Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müdürü Doç Dr. Abdullah Akat, Eğitimci-Yazar ve Halk Bilimci Hayrettin Günay, Araştırmacı-Yazar Seyfullah Çiçek, Giresun Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yusuf Kurt, Kemençe Sanatçısı ve Araştırmacı Rıza Can Özel ve Eğitimci- Araştırmacı Ahmet Torun sempozyuma konuşmacı olarak katıldılar.
Doç Dr. Abdullah Akat kemençenin tarihçesini ve bölgeye nasıl geldiğini anlattı. Kemençenin 700 yıllık bilinen, 400 yıllık da yazılı tarihi olduğunu söyleyen Akat; Kemençenin lavta türü bir Ortadoğu çalgısı olduğunu ve bölgeye Kıpçaklar tarafından getirildiğini kaydetti.
Kemençenin doğduğu topraklar, kemençenin ana vatanı Görele’dir gibi kavramların bilimsel anlamda doğru olmadığına dikkat çeken Abdullah Akat, Görele’nin kemençenin membaı olduğunu ve bölgeye Görele’den yayılmış olabileceğini söyledi.
Araştırmacı-Yazar ve Halk Bilimci Hayrettin Günay ise geçmişten bu güne Göreleli kemençeciler ve horan kavramı üzerinde bilgilendirmelerde bulundu. Kayıtlara geçen bilinen en eski kemençecinin 1700 yılı itibariyle Ali Kam olduğunu söyledi.
İkinci kuşağın Kuyucuoğlu, üçüncü kuşağın Tuzcuoğlu, dördüncü kuşağın Karaman ve beşinci kuşağın Piçoğlu olduğunu ifade eden Hayretin Günay; Rizeli Sadık’ın ancak beşinci kuşak olan Piçoğlu Osman’ın döneminde yetiştiğine dikkat çekti.
Kemençe sanatçısı ve Araştırmacı Rıza Can Özel de Ordu yöresinde Görele kemençesinin etkilerini anlatırken Perşembeli Rüştü Tuncal ve Vonalı Ahmet’in Piçoğlu’ndan etkilendiğini kaydetti.
Hayrettin Günay Horan kavramının Türkçe “tor” köküne “an” eki almasıyla türediğini, doran olarak geliştiğini ve horan olarak pekiştiğini söyledi. 1974 yılında yayınlanan TDK tarafından yayınlanan sözlükte horanın Türkçe olarak belirtildiğini ancak 1992’de basılan sözlüklerde Rumca olarak tanımlandığına vurgu yaptı.
Eğitimci-Araştırmacı Ahmet Torun ise Çürükeynesil bölgesinin geçmişten bugüne yetiştirdiği kemençe sanatçılarıyla ilgili bir sunum yaptı. Çürükeynesil bölgesinin çok sayıda köyden oluştuğunu dile getiren Ahmet Torun geçmişten bu güne 35i ölü 47’si sağ olmak üzere 82 kemençeciyi tespit ettiklerini bildirdi.
Piçoğlu Osman’ın hayatını kitaplaştıran Araştırmacı-Yazar Seyfullah Çiçek de yine Piçoğlu Osman’ın hayatı, sanatı ve hatıraları üzerine özet mahiyetinde bir konuşma yaptı. Atatürk’e Trabzon ziyaretinde kemençe çalan Piçoğlu’nun Atatürk’ten övgüler aldığını, Yurttan Sesler’in kurucusu Muzaffer Sarısözen’in de Piçoğlu’nu çok beğendiğini kaydetti.
Seyfullah Çiçek Piçoğlu lakabının nereden geldiğini açıkladı.
Giresun Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yusuf Kurt ise Türk Halkoyunlar ve Türk Halk Müziği tarihinin yeniden yazılmasına dikkat çekti. Bu alanda tamamen ticari bir sektör oluştuğuna işaret eden Yusuf Kurt; geçmişten bugüne belirli kalıplarla tanımlanan halkoyunları ve halk müziğinin belirli kuralarla hapsedildiğini ve herkesin bu kurallara uyması gerektiği gibi bir dayatmanın yapıldığını vurguladı. Kemençenin bölge için ortak bir miras olduğunu söyleyen Kurt Görele’nin bu anlamda özel bir yerinin olduğunu dile getirdi.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Görele Belediye Başkanı Tolga Erener’in sempozyuma sunulan bildirilerin Görele Belediyesi tarafından kitaplaştırılacağı sözünün bir taahhüt olarak algılandığını da özellikle belirmek istiyoruz.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

12345678