Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Nihat ÖZTÜRK

İKİ MİLLİ BAKANLIK

Her hükümet döneminde sayıları değişse de iki millî bakanlığımız var. Birisi Millî Eğitim Bakanlığı, diğeri ise Millî Savunma Bakanlığı.
Diğer bakanlıklarımız her nedense millî değiller.
Neden bu iki bakanlık millî de diğerleri değil? Ya da millî demek ne demek?
Türk Dil Kurumu’nun 1992 yılında yayınladığı Türkçe Sözlük’ te millî sözcüğü şöyle tanımlanıyor: “ Milletle ilgili, millete özgü, ulusal”
O zaman millet sözcüğüne de bakmak gerek. Aynı sözlükte milletin ne anlama geldiği de şöyle açıklanmış: “ Çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan; aralarında dil, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğu”
Türk Dil Kurumu sözlüğünün yayın yılını 1992 olarak özellikle yazdım, zaman içinde anlamalarda bir değişiklik olup olmadığını bilmiyorum.
Bu girişten sonra asıl konumuza dönelim. İki tane millî bakanlığımız var, ancak en fazla görüş ayrılığı yaşadığımız konular da bu bakanlıklarla ilgili. Bir millete özgü, millî ve ulusal konularda millet olarak bu kadar farklı düşünmemizin nedeni ne olabilir?
Millî olmayan bakanlıklarla ilgili uygulamalarda bu kadar ayrı düşünmüyoruz.
Mesela Milli Savunma Bakanlığı’yla ilgili konularda her siyasi dönemde ayrı uygulamalar görmekteyiz. Dış ve iç tehdit algılamamız her siyasi dönemde farklıdır. İç ve dış düşmanlarımız değişmekte, iç ve dış tehditlere karşı ülkeyi savunmakla görevli bakanlık da bu değişikliğe uygun yapılanmalar ortaya koymaktadır.
Ülkeyi tehdit eden terör örgütleriyle mücadele yöntemimiz bile her siyasi dönemde farklılıklar gösteriyor.
Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı Türk Silahlı Kuvvetleri’yle ilgili kavramlar da her siyasi dönemde farklı yorumlanıyor. Bir dönem şeref madalyalarıyla kahraman ilan ettiğimiz komutanlarımıza bir başka siyasi dönemde darbeci diyebiliyoruz.
Bir gariplik yok mu? Bu ikisi bir arada nasıl olabiliyor?
Hep tartışıyoruz ve bir ortak noktada buluşamıyoruz.
Millî Eğitim Bakanlığı uygulamaları ise başlı başına bir alameti farika!
Neresinden tutsanız elinize geliyor. Her hükümet döneminde her şey sil baştan yapılıyor. Ders programından sınav sistemine kadar, okullardan yurtlar kadar, öğretmen tayinlerinden sınıf geçme yöntemine kadar her şey temelden değişiyor.
Bırakınız her hükümet dönemini; son yıllarda aynı hükümet döneminde bile her konuda her şey her defasında ters yüz ediliyor. Bir bakanın uygulamasını diğer bakan değiştiriyor.
Bu nasıl bir millî eğitim?
Ya da bu mu millî eğitim!
Geçmişten günümüze eğitim alanında yapılan değişiklikler yazmakla bitecek gibi değil. Meslek liseleri, mecburi eğitim kesintili mi kesintisiz mi olacağı, 4+4+4 tartışmaları; sınav sistemleri, dershaneler, öğrenci evleri gibi konuların daha dumanı üzerinde…
Oysa millî denildiğinde ülke bütünlüğünün ve ulusal birlikteliğin temsil edilmesi gerekmez mi? Nerede!… Her alanda her şey yaz boz tahtasına dönmüş gidiyor.
Belli ki bir birlikteliğin sağlanması söz konusu olmayacak. Yıllar boşuna geçmiş, bundan sonrası da boşuna geçecek gibi. O zaman bu bakanlıkların başındaki millî sıfatını kaldırmak en doğrusu olmaz mı?
İçişleri Bakanlığı’nın, Maliye Bakanlığı’nın, Enerji Bakanlığı’nın, Ticaret Bakanlığı’nın, Sağlık Bakanlığı’nın başında millîsi yok ta bir şeyleri mi eksik!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER