Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
blank
Nihat ÖZTÜRK

İÇ VE DIŞ DÜŞMANLAR

Atatürk, gençliğe seslenişinde buna “Dâhili ve harici bedhahların olacaktır” diyor.
Yani iç ve dış düşmanlar… Bunlar ülkeler için her zaman vardır.
“Şu mektepler olmasa Maarif’i ne güzel idare ederdim” sözünü çok duymuştum da kimin söylediğini bilmiyordum. Onu da Ahmet Hakan’dan öğrendim.
1900’lü yılların başında Maarif Nazırlığı yapan Emrullah Efendi’ymiş.
Bizimkiler de öyle: Şu ülkeyi ne güzel idare ederdim iç ve dış düşmanlar olmasa…
Her gün yana yakıla iç ve dış düşmanları şikâyet ediyorlar yönettikleri insanlara.
Ah şu iç ve dış düşmanlar! Gözünüz kör olsun e mi…
Her şeyi siz berbat ediyorsunuz. Mesela terör sizin işiniz.
Şu her gün ülkemizin bir yerine ateş düşüren şehit cenazeleri sizin işiniz. Şu ağlayan analar var ya o da sizin eseriniz! Şu yaşını içine akıtan baba var ya sizin şaheseriniz!
Her şey sizin başınızın altından çıkıyor.
Dağa çıkan sizlersiniz, şehirlere hendekler kazan, barikatlar kuran, patlayıcılar döşeyen sizlersiniz. Okulları yakan, camileri bombalayan sizlersiniz.
Sizi kınıyoruz, kahrolursunuz inşallah!
Terör, işgal, zulüm, sürgün, ölüm, tecavüz, yıkım, el koyma, kan, gözyaşı ve her şey sizin işiniz. Her türlü silah da sizin üretiminiz.
Ey iç ve dış düşmanlar! Bakınız ülkemizi ne hale getirdiniz… Sizi azarlıyoruz.
Siz olmasanız bu ülkeyi ne de güzel yöneteceğiz!
İç ve dış düşmanlara neden bu kadar kızdığımızı anlayamıyorum.
Onlar düşman… Herhalde çiçek atacak değiller ülkemize. Yoksa düşmanın ne anlama geldiğini bilmiyor muyuz? Dünyada düşmanı olmayan ülke mi var? Her ülkenin düşmanı olmuştur tarih boyunca ve bugün de vardır.
Türkiye’nin de vardır. Hem de çoktur. Bunu da herkes bilir. Sır değildir.
Asıl önemli olan düşmanı zarar veremeyecek duruma getirmektir. Etkisizleştirmektir. Ortadan kaldırmaktır, gücünü kırmaktır. Caydırıcı olmaktır…
Bu da düşmana sövmekle olmuyor. Kınamakla olmuyor. Kendi halkına nutuk atmakla olmuyor. Kendi televizyonlarında esip gürlemekle olmuyor.
Düşman düşmanca davranacaktır; bazen cesurca karşına çıkacak meydan okuyacaktır bazen da şeytanın bile aklına gelmeyecek hileler yapacaktır.
Bazen da aldatacaktır.
Dost gibi davranacaktır ancak fırsatını bulduğunda arkandan vuracaktır.
Öteki düşmanlarınla iş birliği yapacak ve güçlerini birleştirerek daha kuvvetli vurmaya çalışacaklardır. Kendi içinden bazılarını satın alacak, kurum ve kuruluşlarına girmeye çalışacaktır. Her türlü savaş tekniğini deneyerek sonuç almaya uğraşacaktır.
Bu onun için meşru bir yoldur, çünkü o düşmandır.
Düşmana küsmekle olmaz.
Ülkemizin tarih boyunca olduğu gibi bugün de düşmanları vardır ve düşmanca davranmaktadırlar. İşte bu noktada bütün sorumluluk ülkeyi yönetenlerdedir.
O öyle bir yönetim ortaya koyacak ki her türlü düşman saldırısı karşısında yönettiği ülkenin bir ferdinin bile burnu kanamayacaktır. O öyle bir yönetim olacak ki düşman düşmanca davranmaya cesaret edemeyecektir.
Yönetim her zorda kaldığında “Bunlar iç ve dış düşmanlarımızın işi” demeyecektir. Kınamayacak, sert demeçler vermeyecek, nutuk atmayacak ve anında gerekeni yapacaktır.
Dahası o kadar güçlü ve tutarlı olacak ki düşman düşmanlığını gösteremeyecektir.
İç ve dış düşmanlar olmasa ülkeyi ne de güzel yöneteceğim demeyecektir.
Düşmansa bu düşmanlığını yapacaktır.
Hani su uyurmuş da düşman uyumazmış ya…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

12345678