Eğitimin temelidir çocuklar; o nedenle çocuklaradır, öğretmenler ve okullar…
Onlar iyi eğitim alsın diyedir tüm çabalar.
Bir aydır eğitim konulu filimler izlemekteyim.
Eğitim felsefesini anlama çabasındayım.
Tüm dünyada etki yaratan, “Her çocuk özeldir” filmi beni aldı çocukluğuma götürdü: Öğretmenlerin sözüm ona, adam olmamız için attığı dayakları; çalışkan tembel diye sınıfı ikiye ayırdıklarını, çalışkanlığın Türkçe ve matematikten geçtiğini; çalışkanların ödüle boğulup, tembellerin her fırsatta aşağılandığını; çoğu öğretmenin eğitimi şeklen yerine getirdiğini, saygının ceket iliklemekten ibaret olduğunu hatırladım.
O günlerime ne çok üzüldüm.
O dönemlerde eğitim algısı böyleymiş meğer.
Eğitimde doğru bilinen yanlışlar ne kadar çokmuş. “Her çocuk özeldir” filmi bunu bize bir kez daha ispatlıyor.
Eğitimde bilinç çok önemliymiş.
Çocuklar yetiştirilirken, gelişimsel ve yeteneksel farkları dikkate alınmalıymış. Çocuklar ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yetiştirilmeliymiş.
“Bu çocuktan adam olmaz!”
En sevmediğim sözdür.
Bu söz ilkeldir, eğitiminin ruhuna aykırıdır.
Her eğitimci çocuklara şefkat ve sevgi ruhu ile yaklaşmalı; bir kuyumcu inceliği ile çocukların yeteneklerini, ilgi alanlarını keşfetmeli; çocuklar yetenek ve ilgileri doğrultuda eğitmelidir.
Öğretmen eğitime; yüreğini, ruhunu, emeğini ve de sevgisini katmalıdır.
Eğitime; toptancı, gelenekçi, tek tip mantığı ile değil; bilimsel temelli yaklaşımla bakılmalı “Her çocuk özeldir!” denmeli; her çocuğun özel olduğu kabul edilmelidir.