Giresun Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (SMMM), yeni yayımlanan 586 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’ne sert tepki gösterdi. Oda Başkanı Mehmet Tuncer, 135 bin kişilik meslek camiası adına yaptığı açıklamada, düzenlemenin vergi sisteminde onarılmaz hasarlar açacağını belirterek yürürlükten kaldırılmasını talep etti. Tuncer, bu adımın ileride daha olumsuz düzenlemelerin önünü açabileceği uyarısında bulundu.
HUKUKİ VE TEKNİK GEREKÇELERDEN YOKSUN DÜZENLEME
Tuncer, tebliğin hiçbir hukuki ve teknik gerekçeyle açıklanamayacağını, onlarca belirsizlik içerdiğini ve hukuka aykırı olduğunu vurguladı. “Bu yetkilendirmenin nasıl bir amaca hizmet ettiğini anlamak mümkün değil” diyen Tuncer, düzenlemeye sessiz kalmayacaklarını belirtti. Ülkenin kayıtdışılıkla mücadele ettiği ve bütçe disiplinine ihtiyaç duyduğu bir dönemde, bu tür uygulamaların kamuoyunda yeterince tartışılmadan yürürlüğe konulmasının çabaları anlamsızlaştırdığını ifade etti.
KAYITDIŞILIĞI KÖRÜKLEYECEK UYGULAMA
SMMM Odası Başkanı Tuncer, muhasebe, finansal raporlama ve beyanname süreçlerinin birbirinden ayrılamaz bir bütün olduğunu hatırlattı. Mali müşavirlerin, dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de mali tabloları hazırlama, denetleme, raporlama ve beyanname verme konusunda güvence veren, sorumluluk alan bir meslek olduğunu vurguladı. Hiçbir teknik bilgisi olmayan esnaf odalarına veya birliklerine muhasebe ve vergi konusunda yetki verilmesinin, mükellefleri Mali İdare karşısında başıboş ve denetimsiz bırakmak anlamına geldiğini savundu.
Tuncer, bu meslek odalarında mali müşavir çalıştırma şartının dahi olayın hukuksuzluğunu ve ciddiyetsizliğini örtmeye yetmediğini belirtti.
VERGİDE EŞİTLİK VE ADALET İLKESİNE AYKIRI
Bu mükellef grubuna ayrıcalık tanınmasının vergide eşitlik ve adalet ilkesine aykırı olduğunu dile getiren Tuncer, durumun kayıtdışılığın artmasına, vergiye gönüllü uyumun azalmasına ve vergi gelirlerinin düşmesine yol açacağını ifade etti. Ayrıca, muhasebe ve denetim mesleğinin tahrif edileceği uyarısında bulundu. Tuncer, bu durumun eğitim, sağlık gibi kamu hizmetleri, emekli ve işçi zamları gibi konularda bütçede yeterli kaynak bulunamamasına neden olabileceğini belirtti. 2026 Bütçesi’nin Meclis’te tartışıldığı günlerde yayımlanan bu tebliğin “tam bir garabet” olduğunu söyledi.
Tuncer, düzenlemede hiçbir kamu yararı olmadığını ve ülkesini seven her yurttaşın buna karşı durması gerektiğini vurguladı. Karar vericilerin, üyelerine şirin gözükmek için Türk Vergi Sistemi’nin yerle bir edilmesini talep edenlere ve bu çarpıklığa izin verenlere cevap vermesi gerektiğini ekledi.
SORU İŞARETLERİ VE MESLEKİ SORUMLULUK
Mehmet Tuncer, düzenlemeyle ilgili bir dizi kritik soru yöneltti:
- Esnaf odalarının yöneticileri, yanlış tutulan muhasebe kayıtlarından ve gerçeğe aykırı beyannamelerden mali müşavirler gibi tüm mal varlıklarıyla sorumlu olacak mı?
- Mükelleflerin sahte belge düzenleme ve kullanma fiillerinde bu odaların yöneticilerine iştirak ve vergi suçu raporu yazılacak mı, yoksa en azından bir disiplin sorumluluğu olacak mı?
- Gerçek usulde vergilendirilecek bu kadar mükellefin muhasebesi, odalar tarafından hangi teknik altyapı ve bilgi ile tutulacak?
- Bu esnafların mevzuattaki yükümlülüklere uyup uymadıkları kim tarafından kontrol edilecek?
- Vergi idaresinden izaha davet yazısı geldiğinde mükellefin müşavirliği oda tarafından yapılacak mı? Doğru yönlendirme yapılmadığında esnafın uğrayacağı zararın sorumlusu kim olacak?
- Odalar muhasebe ücreti toplayacağına ve bu durumda iktisadi işletme oluştuğuna göre, kuruluş amaçlarına aykırı olarak devasa muhasebe ofislerine dönecek bu meslek odalarından kurumlar vergisi beyannamesi istenecek mi?
Tuncer, “İşi ehline bırakmayı şiar edinmek gerekirken, liyakati olmayan kişi ve kurumlara iş yaptırmaya kalkmak hangi bilim, felsefe ve inanış ile bağdaşmaktadır?” diyerek sözlerini tamamladı.