Bir Mehdi’miz eksikti;
Yüce Mevla bu eksikliği de gideriyor…
Bundan dört yıl önce;
Kurduğu Muhammediye Tarikatıyla…
Bizi yeni ‘mehdimizle’ buluşturuyor…
Çanakkale’de ortaya çıkan Mehdi Efendimiz;
Öyle düşündüğünüz gibi sıradan birisi de değil…
Mektep-yüzü görmemiş cahillerden de değil…
Hele hele ‘kocaman takımı’ yaşlılardan hiç değil…
Mehdi Efendimiz;
1990 yılında dünyaya geliyor…
(daha 34 yaşında)
Yani daha çiçeği burnunda…
Adı; Mustafa ÇABUK…
Genç yaşında ‘Mehdi’ olan efendimiz;
İlahiyat Fakültesinden filan mezun olmuyor…
Henüz kamuoyuna yansımadığı için;
Hangi cemaatten ve tarikattan olduğu da bilinmiyor…
Bizim Mehdimiz;
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oluyor…
(ve sıkı durun asıl bomba şimdi geliyor)
Hukukçu liyakati taşıyan Mehdi Efendi;
Ankara CHP Gençlik Kollarına üye oluyor…
Gençlik Kollarının yaptığı etkinliklerde görev alıyor…
Yerel Yönetimlerde gönüllü hukuk danışmanlığı yapıyor…
Zaman zaman ‘insan hakları savunucuları’ arasında yer alıyor vs. vs.
Görüldüğü gibi;
Eğitim ve kültürel yapısı çürük değil yeni Mehdimizin…
Yani alışık olduğumuz kültürün adamı değil…
Her neyse…
İsmiyle hitap edersek;
Hukuk Fakültesi mezunu Mustafa Çabuk…
Alanında iş bulamadığı için midir bilemiyoruz..
(yani bilmediğimiz için de günaha girmek istemiyoruz)
Hukukçu Mustafa Çabuk, elini çabuk tutuyor;
2020 yılında ‘Muhammediye Tarikatını’ kuruyor…
Önce kendisine inanan 15 kişilik bir gurup oluşturuyor…
Ve kısa bir zaman dilimi içerisinde de;
Mürit sayısı 200’e ulaşıyor….
Basından öğrendiğimiz bilgilere göre;
(Her ne vaat ediyorsa) müritlerine malı-mülkü sattırıyor…
Yaptığı video konuşmalarında her ne kadar;
“Bankalar Kafirdir” diye fetvalar verse de…
Müritlerine bankalardan krediler çektiriyor….
Ve yaşanan son büyük depremleri fırsata dönüştürerek;
Müritlerini Çanakkale’nin Bayramiç ilçesine bağlı Külcüler köyüne götürüyor…
Müritlerini ‘depremzede’ olarak tanıtıyor…
Koç Terminal ve Hilal Evlerini 2 yıllığına kiralıyor…
Ve çalışmalarını buradan sürdürmeye çalışıyor…
Çanakkale cumhuriyet savcılığına yapılan bir ihbar sonucu;
8 Ekim tarihinde jandarma komutanlığı desteğiyle bir operasyon yapılıyor…
Hukuk mezunu ‘Mehdinin’ evi aranıyor…
Ve yapılan arama sonucunda mehdinin çalışma odasında;
Tabanca ve 10 fişek…
275 bin TL para…
10 telefon (bunlar her nerede kullanılıyorsa)
3 Bilgisayar (Mehdi’nin softalara ayak uyduracak hali yok ya, çağa ayak uyduruyor)
3 Laptopa el-konuluyor…
Ve kendisine yakın olan 10 adamıyla birlikte;
“Çıkar amaçlı suç örgütü kurmaktan”
“Nitelikli Dolandırıcılık” suçundan tutuklanıyor…
Şimdi üzerinde düşünmemiz gereken konu şurası:
Bu ‘mehdi’ 200 kişiyi etrafına toplarken 4 yıldır hiç kimsenin haberi olmamış mı?
Yapılan çalışmalar hep gizli ve illegal şeklinde mi yürütülmüş?
Eğer gizlilik içinde yapıldıysa;
Bu nasıl bir disiplindir ki, 200 kişinin ağzından hiçbir sır sızmıyor?
Ve bu ‘mehdilik’ yolculuğu nasıl oluyor da saklı ve gizlilik içinde yapılıyor?
Yok, eğer alenen yapıldıysa;
Bu ‘mehdilik’ olayına Diyanet İşleri neden sessiz kalıyor?
Tarikat ve cemaat örgütlerinin liderleri bu işe ne diyor?
En önemlisi de her şeye maydanoz olan Cüppeli Ahmet;
Şimdi bu konuda niye öyle sus-pus oturuyor?
Doğrusu insan bu soruların yanıtını çok merak ediyor…
Ne yalan söyleyeyim;
Birde sizin düşüncelerinizi merak ediyorum…
Ve merakımı gidermek içinde;
Sözü şimdi sizlere bırakıyorum…