Yaşamın akışı gereği, hayatımızda bir sürü önem arz eden günler gelip geçer. Bizler, farkında olmadan yaşamı bu önemli günler üzerine kurarız. Yılbaşı, kurban ya da şeker bayramı, on beş tatil, şimdilerde sömestre oldu, milli bayramlar… Ne bileyim işte yaz tatili…
Kimi zaman bir sevinci kimi zaman bir hüznü ifade etse de önemli günler; bu günlerin temel felsefesi; dostluk, kardeşlik, paylaşım; iyilik, güzellik üzerinedir.
Dini bayramlar adı üzerinde insanların birbiri ile kaynaştığı gündür. Millet olarak dini bayramlara çok önem atfeder ve bayramların gelmesini iple çekeriz; sevdiklerimiz ile birlikte bayramı geçirmek için ülkenin bir ucundan diğer ucuna yolculuk eder, hatta dünyanın bir ucundan kalkar geliriz.
Bayram gelmiş neyime!
Dünyada dört milyondan fazla insanın öldüğü, ölümlerin hala devam ettiği bir dönemde bayram kutlamanın ne kadar doğru olacağı tartışılır.
Bayramlar, paylaşmanın, bölüşmenin; sevmenin, sevginin; dostluğun, dayanışmanın günüdür.
Böyle bir anlam ifade eden bayramların, salgın dönemlerinde ne kadar bayram gibi bayram olarak kutlanacağı; paylaşım, dostluk, dayanışma değerlerinin karşılık bulacağı düşünülmelidir.
İnsan canı kadar değerli bir şey olmaz.
Önce insan…
Pandemiden kurtulmuş değiliz.
Ölümler hız kesmeden devam etmektedir.
Bayram günlerinde pandeminin daha hızlı yayıldığı bir gerçek.
Yetkililer üstüne basa basa bayramda dikkatli olunmasını, kişisel tedbirlerin elden bırakılmaması gerektiğini söylüyorlar.
Ya ölenler…
Salgın sonucu yaşamını yitirenler.
Yakınlarımız…
Kalbimizdeler. Acıları yüreğimizi yakmakta…
Bir değil bin değil yüz binler.
Hatta milyonlar…
Türkülerde de geçer;
Bayram gelmiş neyime…
Kan damlar yüreğime…
Yaralarım sızlıyor…
Gülmek benim neyime…
Bir zamanlar yoksullar ve acı çekenler için bayram bir anlam ifade etmezken, bugün ülkemizdeki pandemi salgını bizler içinde bayramları bayramlıktan çıkarmıştır.
Sağlıklı kalmak, hastalıktan uzak durmak ve başkalarının ölümüne neden olmamak için; bu bayram; “Bayram gelmiş neyime!” deme zamanıdır.
Bayram gelmiş neyime!
YORUMLAR