2050 YILINDA GİRESUN (1)

İstanbul, Bahçelievler’de faaliyet gösteren İstanbul Giresunlular Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği; Dereleri, Yaylaları, Ormanları ve Denizi ile 2050’de Giresun konulu bir panel düzenledi. Bu günkü hal ve gidişe bakılarak gelecek için bazı öngörüler ortaya konuldu. Korkutmak gibi olmasın da gelecek hiç de parlak görünmüyor. Bugünden önlemler almazsak 2050 yılında Giresun’da derler, yaylalar, denizler, ormanlar olur […]

İstanbul, Bahçelievler’de faaliyet gösteren İstanbul Giresunlular Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği; Dereleri, Yaylaları, Ormanları ve Denizi ile 2050’de Giresun konulu bir panel düzenledi.
Bu günkü hal ve gidişe bakılarak gelecek için bazı öngörüler ortaya konuldu.
Korkutmak gibi olmasın da gelecek hiç de parlak görünmüyor. Bugünden önlemler almazsak 2050 yılında Giresun’da derler, yaylalar, denizler, ormanlar olur ama nasıl olur sorusunun cevabı insanları endişelendiriyor.
Bu sonuca nasıl ulaştık? Panelde dile getirilen gerçeklerin izini sürerek.
Giresun Dergisi bu panele genişçe yer vermiş. Bu yazıyı hazırlarken Giresun Dergisi’nin 29. yılına ulaştığı 326. sayısından yararlandığımı söylemek durumundayım.
Bir başka konu ise İstanbul Giresunlular Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği’nin bu paneli Giresun’da tekrarlaması. Giresun’la ilgili çevresel sorunları Giresun’da dile getirerek yerel yöneticilerin konuya duyarlılık göstermelerine dikkat çekmeleri daha faydalı olacaktır.
Bir de sunulan bildirilerin bir kitap olarak yayınlanması ve Giresun’da dağıtılmasının önemli olduğunu düşünüyorum.
Panelde dikkat çekilen konuların başında HES’ler geliyor. HES firmaları öncelikle işsizliği önleme adına o yöreden insanları işe alarak yöresel tepkilerin önünü kesmeye çalışıyorlar. Yerel yönetimlere yaptıkları katkılarla, mesela yüksek okul yaparak ruhsat sorununu da kolaylıkla hallediyorlar.
Giresun Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Remzi Mamaşoğlu, dere yataklarına bırakılması gereken can suyunun yeterince bırakılmadığını vurguluyor. Enerjide dışa bağımlı bir ülke olan Türkiye’de enerji üretimine kimsenin karşı çıkmayacağını ancak bunun çevreye zarar verilmeden yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.
İstanbul Giresunlular Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Ali Öztürk: şu anda Giresun dereleri üzerinde 40 tanesi yapım aşamasında, 97 adet HES projesi gerçekleştiğini ifade ederek, suyun kullanım hakkının HES şirketlerine verilmesiyle yarın su sıkıntısına bağlı olarak çok ciddi sosyal sorunların yaşanacağının altını çiziyor.
HES yapım artıklarının derelere dökülmesi, enerji hattının geçeceği yerlerde ağaçların kesilmesi, yüksek gerilim tellerinin yayacağı radyo aktif kirlenme de ayrı bir konu!
İstanbul Jeoloji Mühendisleri Odası eski Şube Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Öztürk ise öncelikle Giresun’un özelliklerini, güzelliklerini ve tarihi değerlerini gösterecek bir haritasının olmadığını ifade ediyor.
Öztürk, özellikle yaylalarda var olan göllerin koruma altına alınmasını, yaylalarda yetişen topuk otunun araçlarla çiğnenmesinin yanlış olduğunu ve yaylaların coğrafi ve idari yönden kimliklerinin karmaşık olduğunu dile getiriyor.
Sisdağı’nın yüzde 80 inin Giresun, yüzde 20 sinin Trabzon tarafından kontrol edildiğine dikkat çeken Hüseyin Öztürk; aynı sorunun dereler için de geçerli olduğuna işaret ederek havza yönetimi önerisini ortaya koyuyor.
HES yapımı konusunda; suyu derlerden alıp dağları delerek boru dereler oluşturmanın ve dere ıslahı adıyla yapılan çalışmaların kabul edilebilir olmadığını söyleyen Prof. Dr. Hüseyin Öztürk biyolojik çeşitliğin kalmayacağının altını çiziyor.
İstanbul Giresunlular Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği’nin düzenlediği ve Giresun’un 2050 yılında çevresel anlamda geleceği noktayı öngörmeyi amaçlayan panelde başka konuşmacılar da vardı.
Bunlardan Bahçeşehir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksek Okulu Müdür Yardımcısı Yard. Doç. Dr. İlkay Öztürk’ün yaptığı sunumda dile getirdiği gerçekler ise başlı başına bir yazı konusu.
Ona da gelecek yazılarımıza genişçe yer vermek istiyoruz.

Exit mobile version