Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
blank
İsmail Şefik AYDIN

AMERİKA KAYBEDİYOR! (1)

Oldukça güçlü bir Batıcı lobimiz var! Bunlar Merkez Medyada da varlar; Yandaş Medyada da varlar! Bunlar, II. Dünya Harbi’nden sonra katıldığımız Batı İttifakının, NATO’nun ürünleridir. Batı’nın etkisine girmiş aydınlarımız ve siyasetçilerimiz, kendi ülkemize ve dünyaya, Amerika’nın gözümüze taktığı kara gözlükle baktıkları için gerçekleri bir türlü göremiyorlar! Batı İttifakı içinde yaşadığımız bunca zilleti, ‘çağdaş bir devlet olmanın zorunlulukları’ diye millete yutturmayı başardılar; Atatürk Dönemindeki Tam Bağımsız Türkiye’nin onurlu vatandaşları olarak yaşamanın ne demek olduğunu unutturmayı başardıkları gibi!
Yıllar sonra, AKP iktidarının -şartların dayatması sonucu-, başta Rusya olmak üzere, Bölge Devletleri ile yakınlaşması sayesinde, Batı’nın kahrolası vesayetinin kırılması söz konusu ya, panikteler! ‘Türkiye’nin Yeri I. Lig’ diyerek, Bölge Devletleri ile yapılan işbirliğinin önemini gözlerden kaçırmak istiyorlar. Arzuları, Batı’nın bu haysiyetsiz vesayetinin ebediyen sürmesidir!
İngiltere’nin Independent gazetesinde dünyaca ünlü siyasî analist Robert Fisk, “ABD Orta Doğu’da bitti, Kürtleri önümüzdeki aylarda terk edecek” diyor! Fakat bizim Amerikancılar, Amerika’nın Orta Doğu’da kaybettiği gerçeğini örtmeye çalışıyorlar!
Halk TV’de geçen Pazar akşamı Orta Doğu uzmanı Hüsnü Mahalli’yi dinledik. Sayın Mahalli de, Türkiye, İran ve Irak yakınlaşmasının Amerika’nın bütün plânlarını bozduğunu belirterek; bu işbirliğinin devamı hâlinde, Suriye meselesinde çözümün çok yakın olduğu üzerinde duruyordu!
Suriye, geleceğe yönelik plânlar yapmaya başladı bile! Meselâ Suriye Ulaştırma Bakanı’nın, ‘Türkiye’ye uzanan demiryolu hattı inşa edebilecekleri’ açıklaması bunlardan biridir.
Yani, Suriye geçmişi silmeye hazır! Fakat, bizim her konuda allame (çok bilen) yazarlarımıza göre, Suriye bizim için tehdittir ve bu ülkeye zinhar yaklaşılmamalıdır! Çünkü biliyorlar ki, Türkiye Suriye ile yeniden yakınlaşırsa, Amerika’nın bütün kaos plânları hepten boşa çıkacak!
Suriye düşmanlığını safiyetle sürdürenlere, Atatürk’ün, Mütareke Döneminde ülkemizi işgal eden ve milletimize olmadık zulmü yapan Yunanistan’la bile işbirliği yapmakta tereddüt etmediğini ve Balkan Paktı’na Yunanistan’ı da dahil ettiğini hatırlatalım!
Çünkü, Atatürk, Emperyalist Devletlerin bölgemizdeki kaos plânlarının ancak Bölge Devletleri bir araya gelerek önlenebileceğini çok iyi bilmekteydi!
Suriye ile ne zamandan beridir kanlı bıçaklıyız da, bir araya gelmemekte bu kadar direniyoruz?
PYD/PKK bizim de Suriye’nin de kırmızı çizgisi! Biz de, Suriye de PYD’nin çözüm masasında yer almasını istemiyoruz!
Peki, o zaman Suriye ile niçin bir araya gelemiyoruz?
Rafet Ballı, bu bağlamda, bir Suriyeli yetkilinin yaptığı şu değerli tahlili vermiş:
“Güneyimizde İsrail var! Ya Kuzeyimizde? Bütün sınır boydan boya PKK/PYD’nin elinde olacak! Yani, Güneyde İsrail, Kuzeyde İsrail”
“Türkiye bize, biz Türkiye’ye mecburuz!”
Fakat gelin bizim tarafa: Hâlâ ‘Halkını katleden Esed’ tiradı sürüyor!
Hâlbuki, bizzat AKP’nin kendi tabanında yaptır-dığı bir kamuoyu araştırması bile, AKP’lilerin yüzde 74’ünün Suriye ile ilişki kurulmasından yana olduğunu gösteriyor! Zaten, şartlar da, kaçınılmaz olarak bizi buna sürüklemektedir.
Ayrıca şunu da hatırlatmak isteriz ki, Suriye ile işbirliği, bölgemizde zor durumlar yaşayan Amerika’ya karşı elimizi daha da güçlendirecektir. Bu işbirliği Suriye’deki varlığımıza meşrûiyet kazandıracaktır. Hâlbuki Amerika’nın Suriye’deki varlığı gayrimeşrudur!
Ancak, ne yazık ki, iktidar kanadında bile bu gerçeği görebilenler bir elin parmakları kadar! Fakat bu bile önemlidir. Gerçeklerin algılanması zaman ister. Bu ülkede 80 yıldır, Batı Merkezli bir bakışın hâkim olduğu unutulmamalıdır (Aslında, Atatürk Dönemi hariç, Tanzimat’tan bu yana bu böyledir)! Bu nedenle, eski ezberlerin bozulması öyle, akşamdan sabaha olacak şey değil! Bu iş sabır ister.
Bu bağlamda, iktidar yanlısı medyada bazı önemli yazarların, Sadabat Ruhu’nu dillendirmelerinin ve Atatürk vurgusu yapmalarının önemine tekrar işaret etmek isteriz. Meselâ, Ardan Zentürk’ün Star gazetesinde yayınlanan Atatürk hakkındaki bir yazısını da bu bakımdan önemli bulduğumuzu belirtmeliyiz. Sayın Zentürk’ün, 30 Ekim tarihli “Kurtulun Artık Şu Atatürk Kompleksinden” başlıklı makalesinde ‘Kendi Mahallesine’ yaptığı şu önemli uyarıya bakar mısınız:
“Önce kavramlar üzerinde anlaşalım: Kemalist vesayet sistem diye bi şey yoktur. Türkiye’nin 1952’de NATO’ya girmesiyle hızla yapılanan “NATO’cu/Küresel Vesayet” sistemi vardır; bunun da Mustafa Kemal Atatürk’le hiçbir bağı yoktur; CIA/Pentagon ürünüdür! Kemalizm kelimesi işin zarfıdır. ‘İngiliz Muhipleri’ni, Amerikan Mandacıları’nı ezip geçmiş, Hitler-Mussolini ikilisinin yükselişi sürecinde Nazi-Faşist harekete meyledenlere karşı ‘çizmelerini giymiş’ bir kurucu liderin bu vesayet sistemiyle ne alâkası olur?(…) Mustafa Kemal arkasında, topraklarında bir tek yabancı askerin bulunmadığı ülke bıraktı bize, İncirlik üssü 1951’de kuruldu! Deliyle deli mi olacağız (Kadir Mısıroğlu’nu kast ediyor İ.Ş.A)?Öyle laflar ediliyor ki, ‘bulaşma’ diyorsun ama, bakıyorsun zırvalar gerçek sanılıyor. Muhterem çıkmış ‘Keşke Yunan kazansaydı’ diyor. Tamam, o zaman sen zaten yoktun. Yunan senin soyunu kurutmuştu. Eğer yine bu gezegene gelmişsen, her Pazar Patrik’in elini öpmeye çalışıyordun. Geçiniz. Bir de Gazi’nin ‘İngiliz bağlantısı’ iddiası var ki, evlere şenlik. Lider, İngiliz’in Anadolu’ya saldığı Yunan ordusunu İzmir’den denize dökmüş, kendi sınırlarını uluslararası anlaşmayla belirleyen bir devlet kurmuş. Musul meselesinde ABD ile Fransa’yı arkasına almış, silâhları da temin etmiş. İngiliz’e savaş açacak, emperyalistler bir gecede kendi aralarında anlaşmış; yürüyememiş Musul’a… Durmamış, İngiliz’in, petrollerini Akdeniz’e aktaracağı Hatay’ı almış. Bugün bile, üzerinde konuşulan boru hattı öylece kalmış. Çaresiz İngiliz, Musul-Hayfa hattına razı olmuş. Onu da işletememiş. Bu Mustafa Kemal İngiliz işbirlikçisi öyle mi? Düşün Mustafa Kemal’in yakasından. Önyargılarınızla önünüzü göremiyor, yaşadığınız gün ve geleceğiniz yerine sürekli tarihi tartıyorsunuz.”
Bugün Amerika’yı bertaraf etmek için “Bölge Devletleri işbirliği yapmalı” derken, bu işbirliğinin önemine yıllar önce işaret eden Atamızı da artık doğru anlamamız gerekiyor. ./…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

12345678