Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
blank
Nihat ÖZTÜRK

SAYIN GÜL’ÜN SUÇU NE?

Türkiye 2007- 2014 yılları arasında başbakan- cumhurbaşkanı düzeyinde en sorunsuz günlerini yaşadı. Başbakan Erdoğan “ kardeşim “dediği Sayın Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesini sağladı.
O da yedi yıl boyunca Erdoğan’ın bir dediğini iki etmedi.
Geçmişten hatırladığımız başbakan- cumhurbaşkanı krizleri hiç yaşanmadı.
Mesela; Demirel Özal’ın Cumhurbaşkanlığını tanımamıştı. Özal Cumhurbaşkanıyken başbakan seçildiğinde cumhurbaşkanını devre dışı bırakacak düzenlemeler yapmaya kalkmış, kendisi cumhurbaşkanı seçilince bunları yırtıp atmıştı.
Yine 2001 yılı mali krizinin Cumhurbaşkanı Sezer’in Başbakan Ecevit’e anayasa kitapçığını fırlatmasıyla çıktığını hatırlar Türkiye insanı, gerçek neden bu olmasa da!
Oysa Sezer’i cumhurbaşkanlığına öneren ve seçtiren Ecevit’tir.
Örnekleri çoğaltabiliriz.
2002- 2014 yılları arasında bu krizler yaşanmadı. Meclisten gelen tün kanun ve kararnameler jet hızıyla imzalandı Çankaya’da… Hatta bunu eleştirenler de oldu.
Meğer kanunların yapımı aşamasında doğru bulmadığı maddelere dolaylı yollardan müdahale ediyormuş Sayın Gül, yani kanunlar Cumhurbaşkanının iade etmesine neden olacak maddelerden arındırılarak hazırlanıyormuş.
Bu uyum ülkeye çok şey kazandırmış.
Başta istikrar! Siyasi ve ekonomik her alanda ülkede istikrar yaşanmış.
Türkiye büyümüş, ekonomisi güçlenmiş, ihracatı artmış.
İyi şeyler olmuş Türkiye’de!
Kişi başı milli gelir almış gitmiş başını. Enflasyon tek haneli rakamlara gerilemiş. IMF’ ye borç sıfırlanmış. Otoyollar, limanlar, havaalanları, demiryolları ve hızlı trenler yapılmış. Paramızdaki sıfırlar atılmış, İstanbul Boğazının altından tüp geçitler yapılmış.
Dış politikada komşularla sıfır sorun prensibi hayata geçirilmiş, Kıbrıs sorunu halledilmiş ve en önemlisi çözüm süreci gerçekleştirilmiş.
Demokratik adımlar atılmış, ileri demokrasi gelmiş.
Eğitimde 4+4+4 sistemine geçilmiş, üniversitelerde ve kamuda başörtüsü serbestîsi getirilmiş. Ergenekon ve Balyoz gibi terör örgütleri çökertilmiş, derin devlet yerini paralel devlete devretmiş. Bazı zararlı sosyal paylaşım sitelerinin kapılarına kilit vurulmuş.
Seçim barajı korunmuş YÖK’ün yapısı sağlamlaştırılmış, 1 Mayıslarda Taksim’e kimse çıkartılmamış. HES’ler yapılmış, dershaneler kapatılmış.
Bütün bunlar başbakan ve cumhurbaşkanın uyumlu çalışmasıyla gerçekleşmiş.
Şimdi bütün işler alt üst oldu. Sırf Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilme isteği gerçekleşsin diye bu uyum ortadan kaldırılıyor. Bütün bu kazanımların kaybedilmesi gündemde!
Türkiye yeniden krizlerin yaşandığı bir ülke olmanın eşiğinde… Madem bu ikili oldukça başarılıydı neden bu uyumu sürdürmüyorlar?
Neden Sayın Gül yeniden Cumhurbaşkanı seçilerek istikrarın devamı sağlanmıyor? Sayın Gül’ün suçu ne! Ya da ülkenin kabahati ne?
Konu olan Türkiye ise ve bu ikili bu konumlarıyla Türkiye için bir başarının sembolleri olmuşlarsa bu uyumu ortadan kaldırmanın gereği var mı? Bırakalım ülke için bir beş yıl daha birlikte çalışsınlar. Başarılı bir yöneticiye yeniden görev vermemek ülkeye yazık etmek demektir.
Bunun vebali az olmayacaktır. Tam da istikrarı yakalamışken, tam da devletin zirvesinde herkesi kıskandıracak bir uyum yaşanıyorken bunu bozmanın kime ne yararı olacaktır anlamış değiliz.
Neyse olan oldu. Erdoğan artık resmen aday ve seçileceğe de benziyor. Korkutmuş gibi olmasın da ülkeyi uyumsuz günler bekliyor sanki!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

12345678