Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
blank
Gündoğdu YILDIRIM

Önemli günlerin ardından

Günlerin önemi var mıdır?

Günlerin içi doldurulduğu zaman günler önemli olurlar. Bilim, sanat, demokrasi, insan hakları toplumda karşılık bulduğu zaman, kutlanan günler değer kazanır. İşte o günler geldiğinde kutlanan günlerde bir değeri olur.

Cumhuriyeti kutlama günü olarak algılarsanız cumhuriyeti güne indirgemiş olursunuz. Cumhuriyet sadece bir gün olur kadardır.  Cumhuriyeti bir yaşam tarzı, yönetim şekli olarak algılarsanız, topluma cumhuriyet kavramı yerleşirse o zaman Cumhuriyet Cumhuriyettir.

Çanakkale savaşında şehit düşen insanları yüreğinde hissetmemiş bir nesil Çanakkale’nin önemini hiçbir zaman kavrayamaz.  İnsanlara savaşın bir yıkım olduğu kavratılmadıkça savaşız bir dünyanın önemi öğretilemez.

Her gün istediğiniz kadar Çanakkale Savaşı ile ilgili program yapın, büyük adamları ekrana getirin; o dönemlere ait film ve resimleri gösterin; Çanakkale Savaşını anlatmayı dert edinin bunların hepsi boştur.

Ülkenin yazarı, şairi yasaklanmış, yıllarca suçlu ilan edilmişse; ülkede kitap suç aleti olarak görülmüşse; sonra kalkıp yazar öldükten sonra haftalarca hamasi nutuklar çekmenin bir anlamı olmaz. Hikâyedir. İnsanlar ekrana boş gözlerle bakar, izler geçer. Yaşamla bir bağlantı kuramaz.

Neyi anarsanız, neyi gün yaparsanız, neyi bayram olarak kutlarsanız kutlayın bu günlerin önemi toplum tarafından içselleştirilmedikçe hiç bir anlam ifade etmez. Sadece gündür işte!

Geçenlerde tıp bayramı kutlandı.

Sağlıkçıların sorunları gündeme getirildi. Birkaç hamaset nutuk atıldı geçildi.

8 Martta önemli bir gündü.

Kadınlarla ilgili bir sürü etkinlikler yapıldı. Her ağız bir sürü laf etti. Yeni düzenlemelerden bahsedildi. Sonra ülkede kadına yönelik şiddet hız kesmeden devam etti.

“Dostlar alışverişte görsün” misali günleri öylesine anıyor, kutluyor geçiyoruz. Sadece o günlere has büyük sözler söylüyor, sonrada hiç bir şey yokmuş gibi yaşamımıza devam edip gidiyoruz.

Hayatımız hep “mış gibi” davranmakla gelip geçiyor. Her sorunu öteliyoruz. Çoğu meseleyi görmezden geliyor, yokmuş gibi üstünü örtüyoruz.

Günleri adeta şekle sokuyor, günleri törenlere indirgeyerek, insanlara eziyet ediyoruz. Törene hazırlan, tören yap…

İçten, samimi, sorunları çözücü bir adımımız olmuyor. Verilen sözler o güne özgü olup laflar havaya uçup gidiyor. Verilen sözleri kimsede dert etmiyor. Toplum, “Siyasi hamlelerdir, normaldir bunlar” deyip geçiliyor.

Toplum günleri gün olarak algılıyor. O günlerde ciddi anlamda sorunların gündeme taşınıp çözülmesi gerektiğini düşünmüyor.

Yıllardır günleri tören olarak algılatan zihniyet toplumun algısını etkiliyor. Toplumlar algı operasyonu ile dizayn ediliyor. Doğrusunun böyle olduğu algısı beyinlere yerleşiyor.

Ne zaman toplum günleri gün gibi kutlar o zaman bir şeylerin anlamını bulduğu günler gelmiş demektir. o günler sanırım bize çok uzaktır.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

12345678