Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
blank
Gündoğdu YILDIRIM

HUZURSUZLUK

Edebiyat aynı zamanda tarih demektir.
Bir dönemi anlatırken; tarihi, felsefeyi, toplumsal süreçleri anlatmalıdır edebiyat. Okuyucu okuduğu kitaplardan konu edinilen dönemle ilgili birçok şeyi de öğrenmelidir.

Fakir Faykurt’un kitaplarından köy öğretmenlerini; Nazım’ın şiirlerinde mahpushaneyi, sürgünleri; Yaşar Kemal’in roman ve öykülerinden Çukurova’daki ağalık sistemini öğrenmedik mi? Kurtuluş Savaşı’nı Hailde Edip Adı var bizlere anlatmadı mı? Dünya klasikleri bize kaleme alındıkları dönemin tanıklığını yapmadı mı? Feodaliteyi, köle sömürüsünü, mücadeleyi, kapitalizmi bizler dünya klasiklerinden öğrenmedik mi?

Yazarlar yazdıkları dönemin tanıklarıdır.
Zülfü Livaneli ile ilgili birkaç yazım daha olmuştu. Okuduğum kitapların eleştirisini yapmıştım. Livaneli’nin her kitabının ciddi manada nitelikli edebi eser olduğunu yazmıştım. Ne kadar da üstüne sanatçı kimliği sinmiş olsa da edebiyat alanında ciddi eserler ortaya koydu.

“Huzursuzluk” gerçekten çok güzel bir eser olmuş. Konusu, anlatımı, kurgusu mükemmel. Romanda işlenen konunun çok sıcak olması çok hoş. “Fırından yeni çıktı” tabiri tam huzursuzluk romanına uygun bir tanımlama bence.

Son zamanlarda okuduğum kitaplarda; toplumsal gerçekçilik, tarihe tanıklık hiç yoktu. Popüler kültür özentili bir sürü edebi olmayan kitaplardı. Hem içerik hem de nitelik anlamda içleri boştu. Bu kitaplara harcanan zamana ve kâğıda yazık dedim. Kitapların on yirmi bin satması hiçbir anlam ifade etmez. Temeli ticaridir çünkü. Amaç para kazanmaktır.

Yazar, edebiyat dünyasında kalıcı olabilmek için iyi eserler vermek zorundadır.  İyi eserlerin kriterleri bellidir.  Bu kriterler yerine getirilmedikçe, yazar edebiyat dünyasında kalıcı olamaz. Bu açık ve nettir.
Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Sabahaddin Ali, Aziz Nesin, Ahmet Arif olmak kolay değildir.

Huzursuzluk romanında, Ortadoğu gerçeği, kadınların yaşadığı zülüm, yıkılamayan feodal yapı, bitmeyen savaş, emperyalistlerin oynadıkları oyunlar…
“Huzursuzluk” ilk sayfalarda biraz sıkıcı gelmişti ama ilerleyen kısımlar oldukça akıcıydı. Hiç sıkılmadan bir solukta okuyup bitirdim.

Kitaptan çok şey öğrendim. Öğrendiklerimin ufuk dünyamı geliştirdi.
Yezidiliği, Yezidilerin yaşadığı bölgeyi, doğunun yaşam kültürünü ve İŞİD gerçeğini Huzursuzluk’u okuyunca öğrendim.

Zülfü Livaneli her kitabımda çıtayı biraz daha yükseltiyor. Kaliteyi gittikçe artırıyor.  Umarım daha nice güzel romanları Zülfü Livaneli’nin kaleminden okuma fırsatı buluruz. İyi ki varsın Zülfü Livaneli.
Yolun açık olsun büyük usta…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

12345678