Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
blank
Nihat ÖZTÜRK

HÜKÜMET HUKUKU HATIRLATIYOR

Her ne kadar adını koymakta zorlanıyorsak da son bir haftada büyük bir operasyon yaşandı ülkemizde.
Bazıları bunu Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu derken bazıları 17 Aralık Operasyonu diyor sadece.
İçeriğine hiç girmiyor. Çünkü onlara göre bu operasyonun yolsuzlukla falan hiç ilgisi yok; dış güçler ve içerideki taşeronları tarafından hükümete karşı hazırlanmış bir komplo bütün bunlar!
Bütün bu karmaşanın içinde net olarak görebildiğimiz bir ayrıntı var. Hükümet hukuku hatırladı. Bir gün kendine de lazım olacağını gördü ve telaşlı adımlarla öteye beriye seğirtmeye başladı.
Aslında biz bu filmi daha önce de gördük.
Sabahın üçünde dördünde emekli komutanların, işadamlarının, gazetecilerin, sanatçıların evlerinden nasıl alındığını hatırlamayacak kadar zaman geçmedi.
O alınmalara çağrılan gazetecilerin çektiği fotoğraflar birinci sayfalarda büyütülerek, televizyoncuların kaydettiği görüntüler ekranlarda tekrarlanarak defalarca yayınlandı.
O zaman da polisin ve savcıların görev ve yetkileriyle, tutum ve davranışları çok tartışıldı. O zaman da “ Çağrılsalardı gelirlerdi ” denildi.
O zaman da soruşturmanın gizliliğine vurgu yapılırken gözaltına alınanlarla ilgili her türlü bilgi neredeyse el ilanı gibi dağıtılıyordu.
O zaman da tapelere ekleme, CD’lere yükleme yapılmış deniliyordu.
Biz bu filmi daha önce görmüştük. Ancak bu kadarını görmemiştik.
Polis müdürleri görevden alınmamıştı. Soruşturmayı yürüten savcıların yükünü hafifletmek (! ) için yanlarına başka savcılar görevlendirilmemişti.
Adli Kolluk Yönetmeliği değiştirilmemişti.
Basın mensupları emniyet teşkilatından uzaklaştırılmamıştı.
Bugün televizyonlara çıkıp Mecelle’nin yüz kuralından sekizinci olan “ Beraat-ı zimmet esastır” kuralı hatırlatılmamıştı.
Bu gün “İnsanları itibarsızlaştırıyorlar “ diye feryat edenlerin o gün sesi soluğu çıkmamıştı.
Bugün vatan haini ilan edilen gazeteciler o gün kahraman ilan edilmişlerdi.
Yine bu gün pasif göreve alınan bir savcı o gün “ Temiz ellerin” simgesi olan ilan edilmişti.
Bizim o filmi gördüğümüz günlerde hukukla ilgili sadece “ Bu ülkede yargı bağımsızlığı vardır” diyenlerin bugün evrensel hukuk bilgileriyle bırakınız ülkeyi, dünyayı aydınlatmaya çalıştıklarını görüyoruz.
İlginçtir ki bu gün hükümet hukuku hatırlatıyor. Meğer hukukla ilgili neler biliyorlarmış neler!
Kişi, suçu mahkeme kararıyla kesinleşmedikçe suçsuz sayılırmış! Evrensel hukuk böyle diyormuş.
Bir de, sabahın o saatinde o insanları yaka paça götürmek bu ülkeye yakışıyor muymuş?
Şunun altını çizmekte fayda var: Bunları söylerken o gün öyle yapıldığı için bugün de böyle yapılsın demek istemiyoruz. Ancak hukuktan söz edeceksek yakın geçmişte yaptığımız hukuksuzluklar için kime haksızlık yapıldıysa onların hakkını teslim etmek zorundayız.
Velev ki bu hukuksuzluk kişilerin şahsında ülkeye yapılmışsa!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

12345678